Psikolojik hastalık nedeniyle vasi atanan kişinin memurluğu sona erer mi?

Psikolojik hastalık nedeniyle vasi atanan kişinin memurluğu sona erer mi?

Psikolojik hastalık nedeniyle vasi atanan kişinin memurluğu sona erer mi?

Psikolojik hastalık nedeniyle vasi atanan kişinin memurluğu sona erer mi?

Psikolojik hastalık nedeniyle vasi atanan kişinin memurluğu sona erer mi?

Psikolojik hastalık nedeniyle vasi atanan kişinin memurluğu sona erer mi?

T.C. D A N I Ş T A Y ONİKİNCİ DAİRE Esas No : 2017/3189 Karar No : 2019/5813

TEMYİZ EDEN (DAVACI): ...

VEKİLLERİ: ...

KARŞI TARAF (DAVALI): ...

VEKİLİ: ...

İSTEMİN KONUSU: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem:.. Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Patoloji Uzmanı olan davacının, akıl hastalığı nedeniyle mahkeme kararı ile kısıtlanarak kendisine vasi tayin edilmesine karar verildiğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48/A-7 ve 98/b maddeleri uyarınca memuriyetten çıkarılmasına ilişkin ... tarihli ve ... sayılı işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen ... tarihli ve E:..., K:... sayılı kararda; davacı hakkında 'delizyonel bozukluk' tanılı sağlık kurulu raporu olduğu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 105. maddesinde öngörülen hastalık izinleri göz önüne alınarak işlem tesis edilerek 18 aya kadar hastalık izin verilmesi, 18 aylık süre sonunda da hastalığının devam ettiğinin resmi sağlık kurulu ile belgelendirmesi halinde 18 ay daha hastalık izni verilmesi, bu sürenin sonunda da iyileşemeyen davacı hakkında emeklilik hükümlerinin uygulanması gerekirken, bu hüküm uygulanmaksızın, memurluğa alınma şartlarından birini kaybettiğinden bahisle 657 sayılı Kanun'un 48/A-7 ve 98/b maddeleri uyarınca memuriyetten çıkarılmasına yönelik tesis edilen işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; 17.10.2016 tarihli dilekçeyle davadan feragat edilmiş olduğundan, istinaf isteminde bulunulan ... İdare Mahkemesi'nin ... tarihli ve E:..., K:... sayılı kararının kaldırılmasına, feragat nedeniyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, dava sürecinde tedavisine devam ederek davacının sağlığına kavuştuğu, idari değerlendirme ve yargılama sürecinin uzaması nedeniyle davadan feragat edildiği, işlemin iptaline ilişkin mahkeme kararının yerinde olduğu, hukuka uygun mahkeme kararının onanması gerekirken, feragat nedeniyle verilen Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, davacının düzenlediği raporların yanlış olduğunun tespit edilmesi, tutarsız davranışlar sergilemesi ve daha önce paranoid psikoz tanısı ile tedavi görmesi nedeniyle kısıtlanarak vesayet altına alınması için gerekli işlemlerin başlatıldığı, … Sulh Hukuk Mahkemesi kararıyla kısıtlandığı, devlet memurluğuna alınma şartlarını kaybettiği anlaşılan davacı hakkında tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu, ayrıca davacı vasisi tarafından hüküm kesinleşmeden önce davadan feragat edildiğinin açık olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ DÜŞÜNCESİ: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 447. maddesinin birinci fıkrasında; "Vasi, kısıtlıyı korumak ve bütün kişisel işlerinde ona yardım etmekle yükümlüdür." hükmü, 'Temsil' başlıklı 448. maddesinde, "Vesayet dairelerinin yetkilerine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla vasi, vesayet altındaki kişiyi bütün hukukî işlemlerinde temsil eder." hükmü düzenlenmiş, 462. maddesinin sekizinci fıkrasındaki düzenleme ile acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması, vesayet makamının iznine bağlanmıştır.

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, vasilik müessesesinin getiriliş amacının, kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukukî işlemlerde onu temsil etmek olduğu, bu kapsamda kanun koyucunun kısıtlının hakların korumak maksadıyla bir takım işlerin yapılmasını vesayet makamının iznine tabi tuttuğu ve kısıtlının taraf olduğu işlemlere karşı dava açılmasının da izne tabi işlemlerden olduğu anlaşılmaktadır.

İzin koşulunun, vesayet altına alınan kişinin çıkarlarını korumak amacına yönelik olduğu; davaya konu hukuksal düzenlemeler ve yargısal içtihatlar karşısında kazanılması olası bulunmayan bir davanın açılmasının ve böylece vesayet altındaki kişinin böyle bir dava nedeniyle zarara uğramasının önlenmesinin yasakoyucu tarafından öngörüldüğü anlaşılmaktadır.

Dava konusu olayda, vesayet makamı tarafından, vesayet altındaki kişi hakkında açılacak davalarla ilgili olarak davanın açılmasındaki amaç ve davanın muhtemel sonuçlarının vesayet altında bulunan kişinin lehine olup olmayacağı incelenerek sonucuna göre dava açılıp açılmayacağı hakkında karar verilmesi zorunlu olduğundan, vesayet makamı olan ... Sulh Hukuk Mahkemesine başvurulduğu ve anılan mahkemenin ... tarihli ve E:..., K:... sayılı kararı ile davacı vasisine dava açma izin ve yetkisinin verildiği açık olmakla birlikte, davacı vasisinin feragat beyanı hususunda vesayet makamının izninin bulunmadığı, her ne kadar; vasinin feragat beyanı için Kanun'da açık bir düzenleme bulunmamakta ise de; vasilik müessesesi ve izin koşulunun getiriliş amacı dikkate alındığında bu gibi durumlarda, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 462/8. maddesi kıyasen uygulanarak Sulh Hukuk Mahkemesinden izin alınması gerektiği, davacı vasisinin feragat beyanının kısıtlı davacı yönünden bağlayıcı olmadığı sonucuna varılmıştır.

Bu nedenle, dava konusu işlemin iptali yönündeki ... İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı yolundaki temyize konu Bölge Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY : Davacının, .. Hastanesi'nde patoloji uzmanı olarak çalıştığı dönemde hastanede son iki ay içerisinde yaklaşık elli hastaya kanser teşhisi koyduğu, uzmanlar tarafından yapılan incelemede tanıların tamamına yakınının yanlış olduğu, davacının tutarsız davranışlar sergilemesi ve geçmişte paranoid psikoz tanısı ile ... Doktor ... Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nde tedavi gördüğü de değerlendirilerek konunun .. intikal ettirildiği, .. Müdürlüğünce, davacının vesayet altına alınması hususunda gerekli işlemlerin başlatıldığı, .. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ... tarihli ve .. sayılı kararı ile ... sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 405. maddesi uyarınca davacının kısıtlandığı ve abisi ’ın kendisine vasi olarak tayin edilmesine karar verildiği, bu kararın 02/04/2015 tarihinde … denetiminden geçerek kesinleşmesi üzerine, ... tarihli ... sayılı işlem ile davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinde belirtilen Devlet memuru olma şartlarından birini kaybettiğinden bahisle aynı Kanun'un 98/b maddesi uyarınca görevine son verildiği anlaşılmıştır.

Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin birinci fıkrasında, feragat ile ilgili olarak 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'na göndermede bulunulmuş, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 447. maddesinin ikinci fıkrasında "Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/06/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır." hükmüne yer verilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307. maddesinde ise, feragat; davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış; 309. maddesinde, feragat beyanının dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılacağı; 310. maddesinde, feragat ve kabulün, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği; 311. maddesinde ise, feragatin kesin hüküm gibi hukukî sonuç doğuracağı hükme bağlanmıştır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 447. maddesinin birinci fıkrasında; "Vasi, kısıtlıyı korumak ve bütün kişisel işlerinde ona yardım etmekle yükümlüdür." hükmü, 'Temsil' başlıklı 448. maddesinde, "Vesayet dairelerinin yetkilerine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla vasi, vesayet altındaki kişiyi bütün hukukî işlemlerinde temsil eder." hükmü düzenlenmiş, 462. maddesinin sekizinci fıkrasındaki düzenleme ile acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması, vesayet makamının iznine bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, vasilik müessesesinin getiriliş amacının, kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukukî işlemlerde onu temsil etmek olduğu, bu kapsamda kanun koyucunun kısıtlının hakların korumak maksadıyla bir takım işlerin yapılmasını vesayet makamının iznine tabi tuttuğu ve kısıtlının taraf olduğu işlemlere karşı dava açılmasının da izne tabi işlemlerden olduğu anlaşılmaktadır.

İzin koşulunun, vesayet altına alınan kişinin çıkarlarını korumak amacına yönelik olduğu; davaya konu hukuksal düzenlemeler ve yargısal içtihatlar karşısında kazanılması olası bulunmayan bir davanın açılmasının ve böylece vesayet altındaki kişinin böyle bir dava nedeniyle zarara uğramasının önlenmesinin yasakoyucu tarafından öngörüldüğü anlaşılmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, ..Hastanesi'nde patoloji uzmanı olarak çalışan davacının, psikolojik rahatsızlıkları nedeniyle hakkında kısıtlama kararı verildiğinden bahisle ... tarihli ... sayılı işlem ile 657 sayılı Kanun'un 48/A-7, 98/b maddesi uyarınca görevine son verilmesi üzerine açılan davada, ... İdare Mahkemesinin ... tarihli ve E:..., K:... sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, henüz karar taraflara tebliğ edilmeden 18.10.2016 tarihinde Mahkeme kaydına giren dilekçe ile vasi tarafından davadan feragat edildiği, davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine, ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarihli ve E:..., K:... sayılı kararı ile feragat nedeniyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, davacı vasisi tarafından anılan kararın bozulması talebiyle temyiz kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.

Dava konusu olayda, vesayet makamı tarafından, vesayet altındaki kişi hakkında açılacak davalarla ilgili olarak davanın açılmasındaki amaç ve davanın muhtemel sonuçlarının vesayet altında bulunan kişinin lehine olup olmayacağı incelenerek sonucuna göre dava açılıp açılmayacağı hakkında karar verilmesi zorunlu olduğundan, vesayet makamı olan ... Sulh Hukuk Mahkemesine başvurulduğu ve anılan mahkemenin ... tarihli ve E:..., K:... sayılı kararı ile davacı vasisine dava açma izin ve yetkisinin verildiği açık olmakla birlikte, davacı vasisinin feragat beyanı hususunda vesayet makamının izninin bulunmadığı, her ne kadar; vasinin feragat beyanı için Kanun'da açık bir düzenleme bulunmamakta ise de; vasilik müessesesi ve izin koşulunun getiriliş amacı dikkate alındığında, bu gibi durumlarda, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 462/8. maddesi kıyasen uygulanarak Sulh Hukuk Mahkemesinden izin alınması gerektiği, aksi durumda davacı vasisinin feragat beyanının kısıtlı davacı yönünden bağlayıcı olmadığı sonucuna varılmaktadır.

Bu itibarla, her ne kadar, hüküm kesinleşmeden vasi tarafından davadan feragat edilmiş ise de, davacı vasisi tarafından davadan feragat hususunda vesayet makamından izin alınmadığı, bu hususta vasinin açık beyanının bulunduğu ve söz konusu feragat beyanının davacı açısından bağlayıcı olmadığı sonucuna varıldığından, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu işlemin iptali yönündeki … İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,

2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarihli ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın... Bölge İdare Mahkemesi ... Dava Dairesine gönderilmesine, (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere) 11/09/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Güncelleme Tarihi: 19 Ocak 2021, 18:40
YORUM EKLE