Naklen öğretmen ataması muvafakat verilmesi danıştay kararları

memur iken öğretmenliği kazanarak kurumundan muvafakat alamayan memurlar hakkında örnek mahkeme danıştay kararları , öğretmen ataması muvafakat kararları

Naklen öğretmen ataması muvafakat verilmesi danıştay kararları

memur iken öğretmenliği kazanarak kurumundan muvafakat alamayan memurlar hakkında örnek mahkeme danıştay kararları , öğretmen ataması muvafakat kararları

Naklen öğretmen ataması muvafakat verilmesi danıştay kararları

Öğretmenliğe atanma ile ilgili örnek danıştay kararları , Naklen Öğretmen ataması muvafakat verilmesi danıştay kararları 

Memur iken öğretmenliğe atanmak için başvuru yapıp kurumundan muvafakat alamayan öğretmen adaylarını ilgilendiren örnek danıştay kararları yazımız ekinde yer almaktadır.

Danıştay

5. Daire

Esas No                                : 2013 / 1942

Karar No                             : 2015 / 8546

Karar Tarihi                        : 3.11.2015

İstemin Özeti : Düzce Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde hemşire olarak görev yapan davacının, kurumlararası naklen atama yoluyla Milli Eğitim Bakanlığı emrine öğretmen olarak atanma başvurusunda bulunabilmesi için muvafakat verilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine dair 28.10.2011 günlü, 4958-6019 Sayılı işlemin iptali ile yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılan davada; kamu hizmetinin bütünlüğü ve devamlılığı ilkesi gereği, kamu görevlilerinin özel koşullarına göre verimliliklerinin en yüksek düzeyde olduğu ve hizmetlerinden en yüksek oranda yararlanılacak bir birimde istihdam edilmelerinin kamu yararına daha uygun olacağı, davacının gördüğü eğitime uygun ve istediği bir alanda çalışmasının maddi ve manevi varlığının gelişmesine olumlu katkı sağlayacağı ve kamu hizmetinden beklenen faydanın artacağı hususları göz önünde bulundurulduğunda, muvafakat verilmemesine yönelik davaya konu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptali ile muvafakat verilmesi halinde davacının, öğretmen kadrosuna atanmasının kesin olmaması sebebiyle yoksun kalınan ve tazmini gerekecek bir zarar bulunmadığından, parasal hak talebi yönünden davanın reddi yolunda Sakarya 2. İdare Mahkemesi'nce verilen 14.11.2012 günlü, E:2011/1380, K:2012/938 Sayılı kararın, iptale dair kısmının dilekçede yazılı sebeplerle 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:

KARAR : İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlıdır. Sakarya 2. İdare Mahkemesi'nce verilen 14.11.2012 günlü, E:2011/1380, K:2012/938 Sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından,

SONUÇ : Temyiz isteminin reddi ile anılan kararın iptale dair kısmının onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı üzerinde bırakılmasına, 03.11.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Danıştay

5. Daire

Esas No                                : 1998 / 2984

Karar No                             : 1998 / 3225

Karar Tarihi                        : 23.12.1998

ÖZÜ: DAVACIYA  BİLAHARE  MUVAFFAKAT VERİLDİĞİ VE ÖĞRETMEN OLARAK ATAMASININYAPILDIĞI GÖZÖNÜNE ALINDIĞINDA MUVAFFAKAT VERİLMEME NEDENİNE DAYALI ATAMAMA İŞLEMİNDE HUKUKA UYARLIK BULUNMADIĞI HAKKINDA

... İdare Mahkemesinin ... günlü, 1998/61 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

... Defterdarlığı kadrosunda memur olarak görev yapan davacı,

sınıf öğretmeni olarak atanma isteğinin reddine ilişkin ... günlü, ...

sayılı işlem ile dayanağı olan muvafakat verilmemesine ilişkin ...

günlü, ... sayılı işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.

... İdare Mahkemesinin ... günlü 1998/61 sayılı kararıyla; Anayasanın 49. maddesinde, çalışmanın herkesin hakkı ve ödevi olduğunun,

Devletin çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek, çalışanları korumak ve çalışmayı desteklemek, elverişli ekonomik ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alacağının; 13. maddesinde; temel hak ve hürriyetlerin kamu düzeninin ve kamu yararının korunması amacıyla Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak Kanunla sınırlanabileceğinin kurala bağlandığı; 657 sayılı Yasanın 74. maddesinde ise kurumlararası naklen atanmaya ilişkin ilkelerin belirlendiği;

diğer taraftan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 43. maddesinde öğretmenliğin bir ihtisas mesleği olduğunun belirtildiği; ülkemizde çok sayıda okulun kapalı olduğu, bu nedenle davalı Milli Eğitim Bakanlığınca öğretmen ihtiyacının giderilmesi amacıyla öğretmen yetiştiren okulların dışında diğer yüksek öğretim kurumlarını bitirenlerin öğretmenliğe kabul edildiği düşünüldüğünde davacı ve onun durumunda olanların herhangi bir sebeple göreve başlatılmaması halinde güdülen amacın gerçekleştirilemeyeceği; herne kadar Bursa Valiliğince davacı ile aynı durumda bulunan 34 kişiye muvafakat verilmesi halinde personel sıkıntısı çekileceği belirtilmekte ise de, aynı durumda olan bazı personele muvafakat verilirken davacıya muvafakat verilmemesinin gerekçesinin açıklanamadığı, ünvanlı bir kadro olmayan memurluk kadrosuna kısa sürede bir başkasının yetiştirilebileceği; buna karşılık öğretmen okulu ve yüksek okul mezunu olan davacının öğretmen olarak görev yapmasının kamu yararına olacağı; ayrıca adıgeçenin 1. dereceye yükselme ve daha fazla aylık alma imkanı sayesinde maddi ve manevi varlığının gelişmesine olumlu katkı sağlaması nedeniyle kamu hizmetinden beklenen faydanın artacağı gerekçesiyle dava konusu işlemler iptal edilmiştir.

Davalı Milli Eğitim Bakanlığı; davacının naklen atanması için Bursa Valiliğinin muvafakat vermediğini; 657 sayılı Yasanın 74. maddesine göre muvafakat konusunda bağlı yetki içinde bulunmaları nedeniyle davacının kurumlararası nakil yoluyla atanmasının mümkün olmadığını öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 128. maddesinin 2.

fıkrasında "memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri Kanunla düzenlenir." 70. maddesinde de"Her Türk kamu hizmetine girme hakkına sahiptir.

Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez." hükmüne yer verilmiştir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 74. maddesinin 1. fıkrasında ise "memurların bu kanuna tabi kurumlar arasında, Kurumların muvafakatı ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakilleri mümkündür. Kazanılmış hak derecelerinin altındaki derecelere atanabilmeleri için ise atanacakları kadro derecesi ile kazanılmış hak dereceleri arasındaki farkın 3 dereceden çok olmaması ve memurların isteği şarttır." hükmü yer almıştır.

Anılan Anayasal hükümlerle, kamu hizmetine personel alınmasına ilişkin genel ilkeler belirlenmiş ve bu personelin hak ve yükümlülükleri, nitelikleri, özlük ve parasal haklarına ilişkin düzenlemenin Kanunla yapılacağı kurala bağlanmış olup, sözkonusu düzenleme karşısında kamu görevlilerinin açıktan veya naklen atanmalarına ilişkin uyuşmazlıkların Anayasanın çalışma hayatı ile ilgili hükümlerine göre çözümlenmesi mümkün bulunmadığından Mahkemenin bu yöndeki gerekçesinde hukuka uyarlık bulunmamıştır.

657 sayılı Yasanın 74. maddesi ile memurların kurumlararası nakil suretiyle atanmaları için iki idarenin ortak iradesi zorunlu kılınmış olup, bu iradenin kadro durumu, ihtiyaç, atanacak kişilerin niteliği değerlendirilmek suretiyle ortaya konulacağı, aksine bir davranışın bu hususta idareye tanınan takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı kullanılması sonucunu doğuracağı kuşkusuzdur.

Kız Öğretmen Okulu mezunu olan, bilahare İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünü bitiren ve Bursa Defterdarlığı kadrosunda memur olarak görev yapan davacının, 1996 yılı ikinci atama döneminde naklen öğretmen olarak atanma talebiyle Milli Eğitim Bakanlığına başvuruda bulunduğu, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ... günlü,

... sayılı yazıyla davacının kurumundan muvafakat istendiği, bu hususta bir cevap alınmadan adıgeçenin ... günlü onayla Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü emrine sınıf öğretmeni olarak atandığı, Bursa Defterdarlığının ... günlü, ... sayılı yazısıyla muvafakat verilmediğinin bildirilmesi üzerine davacıya ... günlü yazı ile durum bildirilerek evraklarının iade edildiği, adıgeçen defterdarlık tarafından ... tarihli yazı ile muvafakat verildiğinin bildirildiği, ancak bu kez kadro kalmadığından bahisle davacının atamasının yapılmadığı dosya içeriğinden anlaşılmıştır.

... Defterdarlığı tarafından davacıya daha önce personel yetersizliği nedeniyle muvafakat verilmemiş ise de kısa bir süre sonra ...

tarihli yazıyla muvafakat verilmiş olduğu, Milli Eğitim Bakanlığının sürekli öğretmen ihtiyacının bulunduğu ve Dairemizin ... günlü, ...

sayılı ara kararına Milli Eğitim Bakanlığınca verilen ... günlü, ...

sayılı cevap yazısına ekli belgelerden adıgeçenin ... günlü onayla Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü emrine öğretmen olarak atandığı da gözönüne alındığında muvafakat verilmeme nedenine dayalı atamama işleminde hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile ... İdare Mahkemesince verilen ve hüküm fıkrası itibariyle hukuka uygun bulunan ... günlü, 1998/61 sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, karar verildi.

Güncelleme Tarihi: 16 Ekim 2020, 20:50
YORUM EKLE