İşverenin, personelinin mail içeriğini incelemesi hak ihlali kabul edildi

İşverenin, personelinin mail içeriğini incelemesi hak ihlali kabul edildi

İşverenin, personelinin mail içeriğini incelemesi hak ihlali kabul edildi

İşverenin, personelinin mail içeriğini incelemesi hak ihlali kabul edildi

İşverenin, personelinin mail içeriğini incelemesi hak ihlali kabul edildi

İşverenin, personelinin mail içeriğini incelemesi hak ihlali kabul edildi

Anayasa Mahkemesi,özel bir şirkette çalışan başvurucunun kurumsal e-posla hesabı içeriğinin işveren tarafından incelenmesi ve bu yazışmalar gerekçe gösterilerek iş akdinin feshedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isleme hakkının ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine hükmetti.

Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar ve mahkeme süreci özetle şöyledir:

Uyuşmazlığın Arka Planı

Başvurucu 14/11/201 î tarihinde E, Avukatlık Ortaklığında avukat olarak çalışmaya başlamıştır. Başvurucuya ortaklık ismiyle "av.tr" uzantılı kurumsal bir e-posta verilmiştir. Kurumsal e-posta bilgi, trafik ve içerikleri işverene ait sunucu üzerinde sakh tutulmaktadır.

Başvurucu, avukat A.A.Y.nin yöneticisi olduğu beş kişilik bir ekipte görevlidir. İşyerinde 15/12/2014 tarihinde yaşanan tartışma sonrasında ekipte görevli üç kişi yönetime şikâyet dilekçeleri vermiştir. Dilekçelerde, bir buçuk yıldır ekip vöncticisi olan A.A.Y.nin başvurucu iîe ilişkisinde nesnelliği kaybettiği ve her olayda başvurucuyu destekleyip diğer ekip üyelerini zor durumda bıraktığı belirtilmiştir. Bunun yanında başvurucunun ekip üyelerine kaba davrandığı ve ekipteki projelerin sağlıklı yürütülebilmesi için gerekli ortamın kaybolduğu ifade edilmiştir.

Başvurucu 26/12 '2014 tarihinde verdiği dilekçe ile iddialara yanıt vermiş vc 9/1/2015 tarihinde işyerinde yönetim ile başvurucu arasında üç buçuk saat süren bir mülakat yapılmıştır.

Avukatlık Ortaklığınca 10/1/2015 tarihinde başvurucunun kurumsal e-posta yazışmaları incelenmeye alınmış ve inceleme 12/1/2015 tarihinde sona ermiştir. Yapılan inceleme sonucunda Ortaklık 14/1/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere başvurucunun iş akdini feshetmiştir. Noter aracılığıyla gönderilen 16/1/2015 tarihli fesih bildiriminde, iddiaların araştırılması amacıyla işlerin sürekliliğinin sağlanması için kullanılan, her an kontrol edilebileceği de bilinen ve güvenlik nedeniyle kurumsal internet ortamında sakh tutulan e-posta yazışmalarının incelendiği belirtilmiştir. Bu fesih bildiriminin ilgili kısmı şöyledir:

"... Yapılan inceleme sonucunda:

- üstünüz olan A.A. Y.yi tehditkar e-pmtalarh objektiflikten uzak, kendi lehinize tavır alması için zorladığınız, çalışma arkadaşlarınıza karşı hakeraıamiz. tdıditkar ve yakışıksız bir üslupla hitap eniğiniz, devamlı ve gereksiz tartışmalara girerek ciddi geçimsizlik gösterdiğiniz, özellikle A.A. Y. ile olan iş ilişkinizde psikolojik laciz olarak nitelendirilebilecek bir tavır içine girdiğiniz anlaşılmıştır. Bu üslubunuz bir hukuk bürosunda asla kabul görmeyecek bir üslup olup bir avukata yakışan ve avukatlık meslek etiğiyle bağdaşan bir üslup da değildir. Bu e-posta içerikleri ayrıca ekip yöneticiniz A.A.Y. ile olan ilişkinizin de mülakatınızda verdiğiniz savunmanızın tam aksine profesyonellikten uzak bir ilişki okluğunu da kanıtlamaktadır.

Bütün bu davranışların karşılıklı güven temeline dayalı bir meslek olan avukatlık mesleğinde güven ilişkisinin derinden çökmesine yol açması nedeniyle iş ilişkiniz I4/J '201î tarihinden itibaren geçerli olmak üzere îş Kanununun 25. maddesinin II fıkrası uyarınca haklı nedenle sona erdirilmiştir..."

İşverenin ilk derece mahkemesine sunduğu yazışma içerikleri incelendiğinde başvurucu ile A.A.Y. arasında geçen, genellikle birhirleriyle ve işyeri ile ilgili düşüncelerini yer yer tartışma şeklinde diyalogların yer aldığı görülmüştür. Ayrıca başvurucu ve A.A.Y.nin dışında birlikte çalıştıkları başka bir avukatla yapılan yazışmalara da yer verilmiştir. Yazışmaların bir kısmı şu şekildedir: Başvurucudan A.A.Y.ye "Hayatımdan çık ve geri dönme senden bıktım.", "Annenle konuşacağım merak etme tüm rezilliklerim anlatacağım.", "Her şey ortaya çıkacak, kendi hırsların için neler yaptığını en yakınların da bilsin.", "'Sertin yarattığın tipler bunlar ama adam ederim. ", "Sana ispatı olsun, kendisi bulamadığı için sevgilisi A.yı seferber etmiş...nasıl bir örgütlenme olduğunu gör.1', "Adam kendisi benim belgelerime giremeyecek kadar aciz, kız arkadaşını sokuyor, şımarıklığın hadsizliğin dik boyutu A.A.Y. cevaplarında "Ben senin hayatında değilim, çok oldu çıkalı

dönmek gibi bir niyetim de yok, beni böyle fact ederek t. E ile konuşturamazsın. " "Rezil sensin, buyur konuş, bana bir daha böyle mail atma". n Benim üzerime bu kadar gelme, kendini kontrol etmeyi öğren.", "Seni bu grupta tutacağım seninle anlaşamadığım algısı yarattırmayacağını.", "Yoruldum maillerinden, aşırı derecede asabım bozuluyor,

çalışamıyorum. Kimsenin kimseye bu tip bir tavır sergilemeye ve eziyet etmeye hakkı yok..."

İşe İade Davası Sureci

Başvurucu, işveren aleyhine İstanbul 8. İş Mahkemesinde işe iade istemli tespit davası açmıştır. Dava dilekçesinde başvurucu özetle davalılar E. Avukatlık Ortaklığı ve B.M. Danışmanlık Hizmetleri ile B.M. Ofis Yönetimi ve Hizmetleri Limitet Şirketi tarafından birlikte istihdam edildiğini, anılan şirketler bünyesinde yazılı olmayan belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını belirtmiştir. Fesih sebebi olarak gösterilen tartışmayı kendisinin başlatmadığını, tartışma sırasında karşılıklı hakaret olmadığını, ekip yöneticisinin araya girmesi ile tartışmanın sona erdiğini iddia etmiştir. Ayrıca fesih nedeni olarak gösterilen e-posta yazışmalarının o dönemdeki işlerin gerginliği ile söylenen, ekip yöneticisi ile yaptığı şahsi ve dışarıya yansımayan görüşmeler olduğunu, savunma davet çağrısında ve sözlü savunma mülakatında bu e-postalar ile ilgili soru sorulmadığını, geriye dönük inceleme yapılacak olsa benzer e-postaların diğer çalışanlar arasında da geçtiğinin tespit edilebileceğini ifade ederek îş akdinin feshinin kötü niyetli olduğunu, haklı bir gerekçeye dayanmadığını ileri sürmüştür.

İşveren cevabında, başvurucuyla avnı ekipte çalışan başka bir avukat arasında işyerinde tartışma yaşanması sonrasında ekip arkadaşlarının başvurucu ve ekip yöneticisi

A.Y. hakkında şikâyet dilekçeleri verdiği, çalışma ekibinde yaşanan .sıkıntıların temelinde olayların değil söylemlerin ve ispatı neredeyse imkânsız olan anlık hareketlerin olması nedeniyle ekip yöneticisi avukat A.A.Y.nin kullanımındaki kurum e-posta hesabının incelendiği belirtilmiştir. Cevapta: anılan incelemenin A.A.Y. ile diğer ekip üyeleri arasında geçen yazışmalar ile sınırlı tutulduğu, başvurucunun ekip yöneticisine yönelik tehdit ve psikolojik taciz, diğer ekip arkadaşlarına yönelik ise hakaret içerikli mesajfarımn tespit edildiği vurgulanarak ilgili mesaj içerikleri dilekçe iic sunulmuştur. Ayrıca başvurucunun e-postasının incelenmesi neticesinde bu mesajların silindiğinin tespit edildiği, başvurucu ile sözlü savunma mülakatı gerçekleştirilmesine rağmen başvurucu ile ilgili iddiaların gerçek olup olmadığı yönünde somut veri olmaması nedeniyle e-postaların incelendiği, kurumsal e-posta olması nedeniyle başvurucunun e-postasınm işveren tarafından her zaman incelenebileceği ifade edilmiştir.

İlk derece mahkemesi 20/8/2015 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde: birlikle istihdam şartlarının gerçekleştiği, öte yandan iş akdinin feshine dayanak teşkil eden olayların ve nedenlerin fesih bildiriminde açık bir şekilde gösterildiği, başvurucunun ekipteki diğer çalışanlarla kavgaya varan tartışmalar yaşadığı, bu tartışma ve kavgaların davacının tutum ve davranışlarından kaynaklandığının anlaşıldığı belirtilmiştir. Aynı zamanda başvurucunun görevi gereği işverenin işlerini yürütmesi için verilen ve işveren tarafından da ulaşılabileceğini bildiği mail adresini kullanmak suretiyle işverenin diğer çalışanlarına karşı hakarete varan sözler sarf ettiği vurgulanarak işçinin bir başka işçiye sataşmasının işveren açısından haklı fesih nedeni oluşturacağı ve işverence yapılan feshin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Anılan karar, başvurucu vekili tarafından bozma talebiyle temyiz edilmiştir. Temyiz dilekçesinde kişisel hesaplar üzerinden gerçekleştirilen yazışmalardan oluşan e-postaların fesih gerekçesi olarak gösterilmesiyle özel hayatin gizliliğinin ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği, buna rağmen ilk derecc mahkemesi tarafından söz konusu mesajların delil olarak değerlendirildiği belirtmiştir. Ayrıca kurumsal e-postanın şifreli olduğu, işyerinde çalışanlara e-posta yazışmalarının okunabileceğine dair bildirim yapılmadığı ve bu konuda çalışanların rızasının alınmadığı, davalı işverenin de dava sırasında bu durumun aksine bir iddiasının olmadığı, sadece e-postaların okunabileceğinin bilinmesi gerektiğini iddia ettiği ifade edilmiştir. Söz konusu e-posta yazışmalarının iki kişi arasındaki özel yazışmalardan ibaret olduğu ve işveren tarafından okunana kadar dış dünyaya yansımadığı vurgulanmıştır.

Temyiz nedenlerine karşı cevap sunan işveren; yazışmaların şirket tarafından çalışanlar adına açılmış e-posta hesaplan üzerinden gerçekleştirildiğim, bu e-posta adreslerinin herhangi bir şifresinin olmadığını, bu iletişim adreslerinden yapılan tüm mesajların işverene ait sunucuda depolandığını ifade etmiştir. Ayrıca karşı cevapla. Yargıtay içtihatlarına yer verilerek işverenin işçiye tahsis ettiği bilgisayar ve kurumsa! e-posta adreslerini her zaman denetleyebileceği vurgulanarak feshin haklı nedenlere dayandığı iddiası yinelenmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 12/5/2016 tarihli ilamıyla ilk derece mahkemesinin kararını, başvurucuyu davalıların birlikte istihdam ettiğine ilişkin kısmı gerekçeden çıkarmak suretiyle onamıştır.

Nihai karar 17/6/2016 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.

Başvurucu 15/7/20 İ6 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

Ayrıca başvurucu vekili 7/2/2018 tarihli dilekçesiyle 24/6/2016 tarihinde onama kararının maddi hataya dayalı olarak verildiğini ileri sürerek kararın ortadan kaldırılması talebiyle yaptığı başvurusu üzerine Dairenin onama kararının gerekçesini değiştirdiğini bildirmiştir. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan incelemede anılan başvuru üzerine Dairenin 12/5/2016 tarihli kararın şehveti yazıldığım kabul ederek vermiş olduğu 13/10/2016 tarihli kararında, derece mahkemesinin iş akdinin teshinin haklı nedenlere dayandığı yönündeki kabulünün doğru bir değerlendirme olmadığı belirtilmiştir. Daire kararında, başvurucunun davranışlarının hakh fesih aralığında olmadığı ancak verilen dilekçeler ve tanık anlatımları gözetildiğinde başvurucunun davranışlarının işyerinde huzursuzluğa yol açan ve çalışma barışını bozan nitelikte olduğu, bu nedenle feshin geçerli nedene dayandığı vurgulanmış; kararın onanmasına hükmedilmiştir.

Kararın tamaını okumak için tıklayınız

Güncelleme Tarihi: 14 Ekim 2020, 09:27
YORUM EKLE