Avukatların Baro Üyelik Aidatının Kurum Bütçesinden Ödenemeyeceği

kurum avukatlarının baro üyelik ücretleri kamu kurum bütçesinden ödenmeyeceğine ilişkin sayıştay kararı

Avukatların Baro Üyelik Aidatının Kurum Bütçesinden Ödenemeyeceği

kurum avukatlarının baro üyelik ücretleri kamu kurum bütçesinden ödenmeyeceğine ilişkin sayıştay kararı

Avukatların Baro Üyelik Aidatının Kurum Bütçesinden Ödenemeyeceği

Avukatların Baro Üyelik Aidatının Kurum Bütçesinden Ödenemeyeceği

Bilindiği üzere, kamu kurumlarında görevli avukatların baro levhasına yazılma ve aidat ödeme zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu kişilerin insiyatifine bırakılmıştır. Kendi istekleri ile baro levhasına yazılanların ise 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun Ek-1. maddesine göre ödemesi üyelik aidatını kendilerinin ödemesi gerekmektedir. Bunun aksine davranarak söz konusu aidatın kurum bütçesinden ödenmesinin ise mevzuata aykırı olduğuna karar verilmiştir.

Kamu İdaresi TürüBelediyeler ve Bağlı İdareler
Yılı2012
Dairesi5
Dosya No39744
Tutanak No41745
Tutanak Tarihi29.3.2016
Kararın KonusuÇeşitli Konuları İlgilendiren Kararlar

Avukat baro üyelik aidatı.

1- 247 sayılı ilamın 1 inci maddesiyle; ….. Belediyesinde görevli avukatların, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun Ek 1 inci maddesindeki düzenlemeye göre, baro üyeliklerinden kaynaklanan ve kendileri tarafından ödenmesi gereken baro üyeliği aidatlarının kurum bütçesinden ödenmesi sonucu ……….. TL tutarında kamu zararına neden olunduğu gerekçesiyle tazmin hükmü verilmiştir.

……….. dilekçesinde:

………….Belediyesinde görevli olan avukatlar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi olarak görev yapmaktadırlar. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36 ıncı maddesinin 1 inci fıkrasının V İnci bendi düzenlemesi, "Baro üyeliğini memuriyete alınma koşulları arasında saydığını,

Her ne kadar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun Ek 1 inci maddesi kamu kurumlarında avukatlık yapanlara avukatlık kütüğüne yazılmayı avukatların ihtiyarına bırakmakta ise de, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunumdaki düzenleme ile 1136 sayılı kanunun düzenlemesi ortaya bir "kanunlar ihtilafı" çıkarttığını,

Daire tazmin kararını, 1136 sayılı kanunun 657 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonraki bir tarihte yürürlük kazanmış olmasının, 657 sayılı yasanın ilgili düzenlemesini ortadan kaldıracağı görüşüne dayandırıldığını,

Oysa, Sayıştay Dergisinin 72 inci sayısında yayımlanan bir Türk Hukuk Sisteminde Normlar Hiyerarşisi ve Sayıştay Denetimine Etkileri isimli çalışmada da işaret edilmiş olduğu gibi, birden fazla kanunun düzenlediği bir hususta hangi kanun hükmünün uygulanacağının belirlenmesinde ilk kriter "yürürlük tarihi" değil; "genel kanun- özel kanun" ayrımı olduğunu,

Sayıştay Dergisinde yer alan çalışmada da işaret edildiği gibi, "Hükümlerinin mahiyeti itibariyle herkese veya her olaya uygulanması mümkün olan kanunlara genel kanun denilmektedir. Buna mukabil belli kişilere veya belli olaylara uygulanan kanunlara ise özel kanun denmektedir. Örneğin 4721 sayılı Medeni Kanun genel nitelikli bir kanundur ve içerisinde(56 ve 100. maddeler arasında) dernekleri de düzenlemektedir. Ancak dernekler, özel bir kanun olan 5253 sayılı Dernekler Kanunu ile de düzenlenmektedir. Aynı şekilde içerisinde özel borç ilişkilerini de düzenleyen 818 sayılı Borçlar Kanunu genel bir Kanun olarak her türlü kira ilişkilerini taşınır ve taşınmazlar açısından düzenlediği halde, özel bir kanun olan 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun ise kira ilişkisini gayrimenkuller açısından düzenlemektedir."

Konu, bu bakış açısı ile değerlendirildiğinde varılması gereken sonuç şudur: 1136 sayılı Avukatlık Kanunu, "avukatlık mesleğinin yerine getirilmesine ilişkin bütün hususları düzenliyor olmakla ve bütün avukatları (kamu-serbest avukatlık ayrımı yapmaksızın) kapsamına aldığı için GENEL bir kanundur. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36 ıncı maddesinin 1. Fıkrasının V. İnci bendi ise bütün memurları değil; sadece avukatların kamuda görev alma halini düzenlediğinden; yani avukatların sadece kamuda görev alma koşullarını saydığından ÖZEL KANUN niteliği taşıdığını,

Öte yandan, Anayasal bir kurum olan Barolar, sadece avukatların mesleki dayanışması amacına bağlı bir kurum değildir. Barolar, kamusal bir hizmetin yerine getiricisi kurumlardan olması nedeniyle kamuda görev yapan avukatların baroya üye olmaları gereği aynı zamanda kamusal bir faydaya da denk düştüğünü,

Bu itibarla iki ayrı kanunun düzenlemeleri arasındaki çelişkinin çözümü hususunda hukuka aykırı bir çözüm yolu izlenmesi suretiyle varılan hükmün bu nedenle BOZULMASI gerektiğini belirtmiştir.

Sayıştay Başsavcılığının karşılamasında:

“………… Belediye Başkanlığının 2012 yılı hesabının 5 inci Dairece yargılanması sonucunda düzenlenen 08.05.2014 tarih ve 247 no.lu ilamın 1, 16, 17, 20, 21, 22, 23, 26, 35, 37 ve 38 inci maddelerinde yer alan tazmin hükmünü muhasebe yetkilisi sıfatıyla temyiz eden Mali Hizmetler Müdürü …………’ın ilgi yazı ekinde gönderilen temyiz dilekçesi incelendi.

Temyiz dilekçesinde özetle;

İlamın 1 inci maddesi ile ilgili olarak; Muhasebe Yetkilisi …….. tarafından ilamın 1 inci maddesine itiraz edilmekte ise de ilginin ismi sorumlular arasında yer almadığından talep hakkında yapılacak bir işlem bulunmadığına,” denilmiştir.

Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra gereği görüşüldü;

Rapor dosyası ve eki belgelerin incelenmesi sonucu, dilekçi ilamın 1 inci maddesine itiraz etmekte ise de, tazmin hükümleri ilamda isimleri yazılı kişilere yöneltilmiş olup dilekçinin sorumluluğa iştiraki bulunmamakla birlikte şahıs muhasebe yetkilisi (Mali Hizmetler Müdürü) olarak görev yapmaktadır.

6085 sayılı Sayıştay Kanununun “İlamların tebliği, tavzihi ve düzeltilmesi” başlıklı 52 nci maddesinde:

“(1) Sayıştay ilamları; sorumlulara, sorumluların bağlı olduğu kamu idarelerine, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri için Maliye Bakanlığına, ilgili muhasebe birimine ve başsavcılığa tebliğ edilir.”

Yine aynı kanunun “Temyiz” başlıklı 55 nci maddesinde:

“(1) Sayıştay dairelerince verilen ilamlar Sayıştay Temyiz Kurulunda temyiz olunur. Bu Kurulca verilen kararlar kesindir.

(2) Sayıştay dairelerinin ilamları;

a) Kanuna aykırılık,

b) Yetkiyi aşmak,

c) Hesap yargılaması usullerine riayet etmemek,

gibi sebeplerle, 52 nci maddenin birinci fıkrasında yazılı ilgililer tarafından temyiz olunabilir.” Denilmiştir.

Muhasebe Yetkilisi (Mali Hizmetler Müdürü); 5.Dairece verilen ilamda tazmin hükmü verilen sorumlular arasında bulunmasa da 6085 sayılı Kanun 52 ve 55 nci maddeler bir arada değerlendirildiğinde ilgili muhasebe biriminin yetkilisi konumunda olan mali hizmetler müdürünün de temyize başvuru hakkı bulunmaktadır. Dolayısıyla savcılığının belirttiğinin aksine Muhasebe Yetkilisinin de (Mali Hizmetler Müdürü) temyize başvurmasında usule aykırı bir durum bulunmamaktadır.

Konunun esasına ilişkin olarak da:

… Belediyesinde görevli avukatların, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun Ek 1 inci maddesindeki düzenlemeye göre, baro üyeliklerinden kaynaklanan ve kendileri tarafından ödenmesi gereken baro üyeliği aidatlarının kurum bütçesinden ödendiği anlaşılmıştır.

1136 sayılı Avukatlık Kanununun Ek 1 inci maddesinde; “Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüslerinde asli ve sürekli olarak avukatlık görevinde çalışanların baro levhasına yazılmaları isteklerine bağlıdır. Ancak bunlar hakkında bu kanunun avukatlık mesleğine kabul ve ruhsatname verilmesine ilişkin hükümleri aynen uygulanır. Bunlar, görevlerinin gereği olan işleri yaparken baro levhasına kayıtlı avukatların yetkileriyle haklarına sahip ve onların ödevleriyle yükümlüdürler. Baroya kaydını yaptırmayan avukat, çalıştığı yer barosuna bilgi verir.

Yukarıdaki fıkra uyarınca baro levhasına yazılmak istemediklerini bildiren adayların, sadece avukatlık mesleğine kabullerine ve adlarına ruhsatname düzenlenmesine karar verilerek kanunda öngörülen diğer işlemler, aynen yerine getirilir.

Birinci fıkrada sözü edilen görevlerden ayrılma halinde, avukatlık mesleğinin yapılabilmesi, baro levhasına yazılmakla mümkündür.

Bu kanunun avukatlar hakkında öngördüğü disiplin işlem ve cezaları, bu maddede sözü edilen avukatlar hakkında da avukatın sürekli görev yaptığı yer barosunca uygulanır." denilmektedir.

1136 sayılı Avukatlık Kanununda, genel olarak, avukatlık mesleğini yapabilmek için baro levhasına yazılma ve aidat ödeme mükellefiyeti getirildikten sonra, anılan hüküm ile kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüslerinde görevli avukatların baro levhasına yazılmaları isteğe bağlı tutulmuştur. Diğer ifade ile avukatlık mesleğini yerine getirmek için baro levhasına yazılma ve aidat ödeme zorunlulukları bulunmamaktadır.

Her ne kadar, sorumlu, dilekçesinde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 36 ncı maddesinde, Avukatlık Hizmetleri Sınıfının, özel kanunlarına göre avukatlık ruhsatına sahip, baroya kayıtlı ve kurumlarını yargı mercilerinde temsil yetkisini haiz olan memurları kapsadığının belirtildiğini, dolayısıyla da 1136 sayılı yasanın Ek 1 inci maddesiyle isteğe bırakılmış olan baro levhasına yazılma serbestliğinin ortadan kaldırılmış olduğunu ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak görev yapan avukatlar için baro levhasına kayıtlı olmayı bir zorunluluk haline getirilmiş olduğunu, diğer yanda ise, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 72/1 maddesinin (d) bendindeki düzenleme ile, baro aidatlarının ödenmemesinin sonuçlarından birisinin “baro levhasından silinme” olarak gösterilmiş olması karşısında, 657 sayılı yasaya tabi olarak görev yapan avukatların baro levhasına kayıtlı olmaları nedeniyle kurumlarının baro aidatını ödemelerinin kanuni bir zorunluluk niteliği taşıdığını belirtmiş iseler de; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu 14.07.1965 tarihinde yürürlüğe girmiş bir kanundur. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ise 19.03.1969 tarihinde yürürlüğe konmuş avukatlık mesleğini düzenleyen daha yeni bir kanundur. Nitekim Avukatlık Kanunun Ek l inci maddesi, 08.05.1984 tarih ve 3003 sayılı kanunun 8 inci maddesi ile ilgili Kanuna eklenmiş olan ve Kamu Kurumlarında çalışabilecek avukatların durumunu düzenleyen özel bir düzenlemedir.

Bu nedenle, kendi istekleri ile baro levhasına yazılan kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri avukatlarının baro aidatlarının bu kurum ve kuruluşlar ile iktisadi teşebbüslerin bütçelerinden ödenmemesi gerekmektedir.

……… Belediyesi Hukuk İşleri Müdürlüğü bünyesinde çalışan yedi avukatın baro üyeliğinden kaynaklanan ve kendilerine ait bulunan aidatlarının kurum bütçesinden ödendiği anlaşılmıştır.

Bu itibarla, 5.Daire tarafından 247 sayılı ilamın 1 nci maddesine ilişkin verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE, oybirliğiyle,

Güncelleme Tarihi: 21 Ekim 2022, 22:34
YORUM EKLE