Anayasa Mahkemesi, Tıbbi İhmal Sonucu Görme Kaybına Sebep Olunması Hakkında Nasıl Karar Verdi?

Anayasa Mahkemesi, tıbbi ihmal sonucu gözde kalıcı görme kaybına uğranılması nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlı

Anayasa Mahkemesi, Tıbbi İhmal Sonucu Görme Kaybına Sebep Olunması Hakkında Nasıl Karar Verdi?

Anayasa Mahkemesi, tıbbi ihmal sonucu gözde kalıcı görme kaybına uğranılması nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlı

Anayasa Mahkemesi, Tıbbi İhmal Sonucu Görme Kaybına Sebep Olunması Hakkında Nasıl Karar Verdi?

Anayasa Mahkemesi, tıbbi ihmal sonucu gözde kalıcı görme kaybına uğranılması nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlığın korunması hakkının ihlal edildiğine hükmetti.


Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:


BİRİNCİ BÖLÜM


KARAR


FINDIK KILIÇASLAN BAŞVURUSU


Başvuru Numarası: 2015/97


Karar Tarihi: 11/10/2018


...


I. BAŞVURUNUN KONUSU


1. Başvuru, tıbbi ihmal sonucu gözde kalıcı görme kaybına uğranılması nedeniyle maddi ve manevi varlığın korunması hakkının; yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.


II. BAŞVURU SÜRECİ


2. Başvuru 5/1/2015 tarihinde yapılmıştır.


3.Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.


4.Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.


5.Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, başvuru hakkında görüş sunulmayacağını bildirmiştir.


IIL OLAY VE OLGULAR


6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:


7.Başvurucu 8/6/2005 tarihinde yazlıktaki evinin bahçesinde odun kırarken gözüne odun parçası batması üzerine İzmir'de Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) Hastanesine kaldırılmıştır. Başvurucu dört gün süreyle aynı Hastanede kalmış ve doktorların kataraktın oluşması için bir iki ay beklenmesi gerektiğini belirtmeleri üzerine taburcu edilmiştir.


8.Bundan sonra başvurucu İstanbul'da bir özel hastaneye müracaat etmiştir. Başvurucu bu hastanede 1/7/2005 tarihinde katarakt tanısıyla sol gözünden ameliyat edilmiştir. Söz konusu ameliyata muvafakatname belgesi başvurucunun yakını tarafından imzalanmıştır.


9.Ameliyat sonrasında göz içinde oluşan iltihabın giderilememesi üzerine başvurucu aynı hastanede farklı doktorlar tarafından beş kez daha ameliyat edilmiş ancak başvurucunun sol gözünde tamamen görme kaybı meydana gelmiştir.


A. Ceza Yargılamasına İlişkin Süreç


10. Başvurucunun ameliyatları gerçekleştiren doktorlar K.K.D. ve C.A.Y.den şikâyetçi olması üzerine 22/5/2007 tarihinde İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştır.


11.Yargılama sırasında olayda tıbbi ihmal olup olmadığıyla ilgili olarak Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden ve Yüksek Sağlık Şûrasından bilirkişi raporları alınmıştır.


12.Adli Tıp Kurumunun 26/2/2007 tarihli raporunda; başvurucuya uygulanan cerrahinin zor olduğu, doktor tarafından başarılı bir şekilde göz merceğinin çıkarılarak yerine yapay göz içi merceği konulduğu, ertesi günü göz içi iltihabı ortaya çıktığı ve bu iltihabın giderilmesi ve yeni gelişen retina dekolman tedavisi için beş defa ameliyat yapıldığının anlaşıldığı belirtilmiştir. Raporda ayrıca sol gözdeki tüm görme kaybının uzuv tatili niteliği taşıdığı, doktorun yaptığı ilk ameliyatın ve daha sonra ortaya çıkan iltihabın giderilmesi ve retina dekolman tedavisinin tıbben usul ve fenne uygun olduğu ifade edilmiştir.


13.Yüksek Sağlık Şûrasının 26-29/5/2009 tarihli kararında tıbben usul ve fenne uygun olan ameliyatları yapan doktorların kusurlarının bulunmadığı açıklanmıştır.


14.İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 23/12/2009 tarihli kararıyla doktorların beraatlerine hükmedilmiştir. Karar gerekçesinde, bilirkişi raporları uyarınca sanıkların bir kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir. Söz konusu karar Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 28/5/2012 tarihli kararıyla onanmıştır.


B.  Tazminat Davasına İlişkin Süreç


15. Başvurucu 2/6/2006 tarihinde özel hastane ile ameliyatları gerçekleştiren doktorlar K.K.D. ve C.A.Y. aleyhine İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) maddi ve manevi tazminat davası açmıştır.


16. Mahkeme 26/3/2013 tarihinde davayı reddetmiştir. Karar gerekçesinde davalı doktorlar aleyhine Sulh Ceza Mahkemesinde açılan davada alınan bilirkişi raporlarında doktorların cerrahi müdahalede kusurlarının bulunmadığının tespit edilmiş olduğu, bu durumda başvurucunun özel hastaneden ve doktorlardan tazminat talep etmesinin hukuki dayanağının bulunmadığı ifade edilmiştir.


17. Bu karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 10/11/2014 tarihli kararıyla onanmıştır. Nihai karar başvurucu vekiline 5/12/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.


18. Başvurucu 5/1/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.


Kararın tamamını okumak için tıklayınız.

Güncelleme Tarihi: 12 Aralık 2018, 02:10
YORUM EKLE