Anayasa Mahkemesi, 399 sayılı KHK'daki güvenlik soruşturmasını da iptal etti

Anayasa Mahkemesi, 399 sayılı KHK'daki güvenlik soruşturmasını da iptal etti

Anayasa Mahkemesi, 399 sayılı KHK'daki güvenlik soruşturmasını da iptal etti

Anayasa Mahkemesi, 399 sayılı KHK'daki güvenlik soruşturmasını da iptal etti

Anayasa Mahkemesi, 399 sayılı KHK'daki güvenlik soruşturmasını da iptal etti

Anayasa Mahkemesi, 399 sayılı KHK'daki güvenlik soruşturmasını da iptal etti

Anayasa Mahkemesi, 399 sayılı KHK'ye göre sözleşmeli personel alımlarımlarında güvenlik soruşturması yapılması kuralını Anayasaya aykırı bularak iptal etti. OHAL döneminde çıkarılan KHK'lar ile 399 sayılı KHK'nın işe alınacaklarda aranacak şartları düzenleyen 7. maddesine "Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak," hükmü eklenmişti.

OHAL döneminde çıkarılan ve daha sonra TBMM'de onaylanarak kanunlaşan bu hükmün iptali için Anayasa Mahmesine başvuruda bulunulmuştur. Yapılan başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, 399 sayılı KHK'ya tabi sözleşmeli personel alımında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmasına ilişkin düzenlemenin iptaline karar verdi.

Söz konusu düzenlemenin iptal talebi ile iptal gerekçeleri aşağıda yer almaktadır.

Kanun’un 82. Maddesiyle 399 Sayılı KHK’nın 7. Maddesinin Birinci Fıkrasına Eklenen (f) Bendinin İncelenmesi

İptal Talebinin Gerekçesi

Dava dilekçesinde özetle; kural gereğince sözleşmeli olarak işe alınacak personel hakkında güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmasının gerektiği, ancak güvenlik soruşturmasının ve arşiv araştırmasının ne olduğunun, hangi hususların, hangi organlarca araştırılacağının ve bu hususlardan hangilerinin kamu görevine alınmaya engel oluşturacağının kanunda düzenlenmediği, bireyin temel hak ve özgürlüklerini esaslı bir şekilde etkileyen ve sınırlandıran bir konunun yasama organının sadece adını koyarak bütün diğer hususların tespit ve tatbikini idareye bırakmasının hukuki belirlilik ve yasama yetkisinin devredilmezliği ilkelerine aykırılık oluşturduğu, kamu hizmetine girmede görevin gerektirdiği nitelikler dolayısıyla getirilen sınırlamalar ile kamu hizmeti arasında gerçeklere uyan, nesnel ve zorunlu bir neden sonuç ilişkisinin kurulmasının gerektiği, yalnızca güvenlik soruşturması verilerine dayalı olarak idareye bir kişinin anayasal hakkını kullanmasını engelleme yetkisinin verilmesinin keyfîliğe neden olacağı, kuralın liyakat ilkesine aykırılık oluşturduğu, güvenlik soruşturmasında kullanılan bilgilerin tamamının kişisel veri, yoğunluğunun da özel nitelikli kişisel veri olduğu, bu nedenle kişisel verilerin toplanması, işlenmesi ve kullanılmasının da kanunla düzenlenmiş olmasının gerektiği belirtilerek kuralın Anayasa’nm 2., 7., 13., 20. ve 70. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Anayasa’ya Aykırılık Sorunu

Kuralda sözleşmeli olarak işe alınacak personel hakkında güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmasının yapılmış olması gerektiği belirtilmiştir. Buna göre bir kişinin sözleşmeli olarak işe alınabilmesi için güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmasının da yapılması gerekmektedir.

399 sayılı KHK’mn 1. maddesinde, 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye tabi kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkların personelinin hizmete alınmalarının, görev ve yetkilerinin, niteliklerinin, atanma, ilerleme, yükselme, hak ve yükümlülükleriyle diğer özlük haklarının bu KHK’da düzenlendiği belirtilmiştir. 399 sayılı KHK’nm 3. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda hizmetlerin memurlar, sözleşmeli personel ve işçiler eliyle gördürüleceği; (c) ve (d) bentlerinde ise sözleşmeli personelin işçi statüsünde olmadığı ve toplu iş sözleşmeleri kapsamına alınamayacakları hükme bağlanmıştır.

KHK’nm 4. ve 6. maddelerinde de sözleşmeli statüde istihdam edilecek personele ait pozisyonların unvan ve sayılarının Cumhurbaşkanı kararı ile tespit edileceği, yeni pozisyonların ihdası ile ihdas edilmiş pozisyonların iptal ve değişikliklerinin de Cumhurbaşkanı kararıyla yapılacağı, sözleşmeli personel ile kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları arasında yapılan sözleşmenin idari nitelikte olduğu belirtilmiştir.

Sözleşmeli personelin işe alınma usul ve şartları, görev ve yer değişikliği, yükümlülükleri, görevden çekilme, görevden uzaklaştırılma ve sözleşmenin fesih sebep ve usulleri, çalışma saatleri, izin, mali ve sosyal hakları, bu kapsamda sözleşmeli personele ödenecek ücretin alt ve üst sınırları ile sicil ve başarı değerlendirme usul ve esasları da KHK’da düzenlenmiştir.

Anılan hükümler gözetildiğinde 399 sayılı KHK’ya tabi olarak görev yapan sözleşmeli personelin Anayasa’nm 128. maddesinde yer alan diğer kamu görevlileri kapsamında olduğu anlaşılmaktadır (benzer yönde bkz. AYM, E.2008/19, K.2010/17, 28/1/2010; E.2008/24, K.2010/115,16/12/2010).

Yukarıda açıklandığı üzere güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmasıyla elde edilen veriler kişisel veri niteliğindedir. Kural güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında kamu mercileri tarafından özel yaşamı ile ilgili sorular sorulması da dâhil olmak üzere bir bireyin özel hayatı, iş ve sosyal yaşamıyla ilgili bilgilerinin alınması, kaydedilmesi ve kullanılmasına imkân tanıması nedeniyle kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sınırlama getirmektedir.

Anayasa’nın 20. maddesi uyarınca kişisel veriler ancak kanunda öngörülen hâllerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Anayasa’nın 13. maddesinde de temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlanabileceği ifade edilmiştir. Anayasa’nm 13. ve 20. maddeleri uyarınca kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını sınırlamaya yönelik kanuni bir düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp yasal kuralların keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir düzenlemeler niteliğinde olması gerekir.

Anayasa'nın 129. maddesinin birinci fıkrasında memurlar ve diğer kamu görevlilerinin Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunma yükümlülükleri düzenlenmiştir. Belirtilen hususlar gözetilerek kamu görevlerine alınacak kişiler bakımından birtakım şartlar getirilmesi doğaldır. Bu şekilde aranan nitelikler kamu hizmetinin etkin ve sağlıklı bir biçimde yürütülmesi amacına yöneliktir. Dolayısıyla kamu görevine alınmadan önce kişilerin güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmasının yapılmasını öngören kural kanun koyucunun takdir yetkisindedir. Ancak bu alanda düzenleme getiren kuralların kamu makamlarına hangi koşullarda ve hangi sınırlar içinde tedbirler uygulama ve özel hayatın gizliliğine yönelik müdahalelerde bulunma yetkisi verildiğini yeterince açık olarak göstermesi ve olası kötüye kullanmalara karşı yeterli güvenceleri sağlaması gerekir (AYM, E.2018/73, K.2019/65,24/7/2019, § 170).

Kuralda güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılması sözleşmeli personel alımlarında aranacak şartlar arasında sayılmasına karşın güvenlik soruşturmasına ve arşiv araştırmasına konu edilecek bilgi ve belgelerin neler olduğuna, bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağına, hangi mercilerin soruşturma ve araştırmayı yapacağına, bu bilgilerin ne suretle ve ne kadar süre ile saklanacağına, ilgililerin söz konusu bilgilere itiraz etme imkânının olup olmadığına, bilgilerin bir müddet sonra silinip silinmeyeceğine, silinecekse bu sırada izlenecek usulün ne olduğuna, yetkinin kötüye kullanımını önlemeye yönelik nasıl bir denetim yapılacağına ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Diğer bir ifadeyle güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılmasına ve elde edilecek verilerin kullanılmasına ilişkin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli ve öngörülebilir kanuni güvencelere yer verilmeksizin kuralla sadece güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılması sözleşmeli personel alımında aranacak şartlar arasında sayılmıştır.

Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda kişisel veri niteliğindeki bilgilerin alınmasına, kullanılmasına, işlenmesine yönelik güvenceler ve temel ilkeler kanunla belirlenmeksizin bunların alınmasına ve kullanılmasına izin verilmesi Anayasa’nm 13. ve 20. maddeleriyle bağdaşmamaktadır (benzer yönde bkz. AYM, E.2018/73, K.2019/65, 24/7/2019, §§ 171, 172; Fatih Saraman [GK], B. No: 2014/7256, §§ 89, 90; Turgut Duman, B. No: 2014/15365, § 88).

Bu çerçevede kuralın olağan dönemde Anayasa’ya aykırı olduğu yönünde yapılan tespit, kuralın olağanüstü dönemde Anayasa’ya aykırı olup olmadığı hususunda herhangi bir değerlendirmeyi kapsamamaktadır.

Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nm 13. ve 20. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.

Kural Anayasa’nın 13. ve 20. maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden Anayasa’nın 2., 7. ve 70. maddeleri yönünden ayrıca incelenmemiştir.

Güncelleme Tarihi: 30 Nisan 2020, 10:45
YORUM EKLE