Açıktan Vekil Olarak Atananların Mazeret İzninden Yararlanma Hakkı

Açıktan atanarak vekil hemşire olarak görev yapan davacı tarafından, 657 sayılı Kanun'da Devlet memurları için öng

Açıktan Vekil Olarak Atananların Mazeret İzninden Yararlanma Hakkı

Açıktan atanarak vekil hemşire olarak görev yapan davacı tarafından, 657 sayılı Kanun’da Devlet memurları için öng

Açıktan Vekil Olarak Atananların Mazeret İzninden Yararlanma Hakkı

Açıktan atanarak vekil hemşire olarak görev yapan davacı tarafından, 657 sayılı Kanun’da Devlet memurları için öngörülen izin haklarından yararlandırılması talebiyle yapılan başvurunun reddi üzerine açılan davada; 657 sayılı Kanun’un 86. maddesinin son fıkrası uyarınca, vekil olarak atananlara, bir yılda yirmi günü geçmemek üzere çalıştıkları her ay için iki gün yıllık izin verileceğinden, yıllık izin hakkının bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği; bu Kanun’la memurlara tanınan sosyal haklardan yararlanabileceklerini öngörmüş olması ve genel haklar arasında yer alan izin haklarından yararlanabileceklerine ilişkin açık bir düzenlemenin bulunmaması karşısında, açıktan vekil olarak atananların, memurlar için öngörülen mazeret izni, doğum izni, hastalık ve aylıksız izin haklarından yararlanmalarına hukuken imkan bulunmadığı hakkında karar.


T.C.

DANIŞTAY Onbirinci Daire

Esas No: 2017/560 Karar No: 2017/3802

....

Dava, ......... vekil hemşire olarak görev yapan davacı tarafından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda Devlet memurları için öngörülmüş olan yıllık izin, mazeret izni, doğum izni, hastalık izni ve aylıksız izin hakkından yararlandırılması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.


İdare Mahkemesince; 657 sayılı Yasa'nın Hizmet Şartları ve Şekilleri başlıklı 4. kısım 5. bölümünde yer alan çalışma saatleri ve sürelerine tabi olarak çalışmak zorunda olan vekil ebe ve hemşirelerin Yasa'da belirtilen koşulları taşımaları kaydıyla yıllık, mazeret, hastalık ve aylıksız izin haklarından yararlandırılmaları gerekirken, davacının bu yöndeki başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.


....

Dosyanın incelenmesinden, açıktan atanarak vekil hemşire olarak görev yapan davacı tarafından, 657 sayılı Kanun'da Devlet memurları için öngörülen izin haklarından yararlandırılması talebiyle yapılan başvurunun reddi üzerine, temyizen İncelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.


Bu durumda, 657 sayılı Kanunun 86. maddesinin son fıkrası uyarınca, vekil olarak atananlara, bir yılda yirmi günü geçmemek üzere çalıştıkları her ay için iki gün yıllık izin verileceğinden, yıllık izin hakkının bu kapsamda değerlendirilmesi gerekirken, idare mahkemesince dava konusu işlemin yıllık izne ilişkin kısmının iptaline karar verilmesinde sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.


Kararın, mazeret izni, doğum izni, hastalık izni ve aylıksız izin hakkına ilişkin kısmına gelince;

Memurlara tanınan sosyal haklar, 657 sayılı Kanun'un "Sosyal Haklar ve Yardımlar" başlıklı (VI.) kısmının, 187 ilâ 213. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, "Genel Hükümler" başlıklı 1. kısmının "Genel Haklar" başlıklı 3. bölümünde yer alan "İzin" başlıklı 23. maddesinde ise, Devlet memurlarının, bu kanunda gösterilen süre ve şardarla izin hakkına sahip oldukları belirtilmiş; 102. maddesinde yılık izin, 104. maddesinde mazeret izni, 105. maddesinde hastalık izni, 108. maddesinde ise, aylıksız izin ile ilgili kurallara yer verilmiştir.


657 sayılı Kanunda, açıktan vekil olarak atananların, bu Kanun'la memurlara tanınan sosyal haklardan yararlanabileceklerini öngörmüş olması ve genel haklar arasında yer alan izin haklarından yararlanabileceklerine ilişkin açık bir düzenlemenin bulunmaması karşısında, açıktan vekil olarak atananların, memurlar için öngörülen izinlerden yararlanmaları hukuken mümkün bulunmamaktadır.


Bu durumda, dava konusu işlemin davacının 657 sayılı Kanun'da Devlet memurları için öngörülen mazeret izni, doğum izni, hastalık izni ve aylıksız izin haklarından yararlandırılmamalarına ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığından, idare mahkemesince dava konusu işlemin anılan kısmının iptaline karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.


 

Güncelleme Tarihi: 06 Haziran 2018, 08:34
YORUM EKLE