Serbest avukatlıkta geçen sürelerin kamudaki yıllık izin hesabında dikkate alınması gerekir

Kamuda avukat olarak görev yapanların özel sektörde avukat olarak çalıştıkları sürelerin yıllık izin sürelerinin hesabında dikkate alınması gerekir

Serbest avukatlıkta geçen sürelerin kamudaki yıllık izin hesabında dikkate alınması gerekir

Kamuda avukat olarak görev yapanların özel sektörde avukat olarak çalıştıkları sürelerin yıllık izin sürelerinin hesabında dikkate alınması gerekir

Serbest avukatlıkta geçen sürelerin kamudaki yıllık izin hesabında dikkate alınması gerekir

Serbest avukatlıkta geçen sürelerin kamudaki yıllık izin hesabında dikkate alınması gerekir 

Özel sektörde serbest avukat olarak görev yaptıktan sonra kamuda avukat olarak çalışmaya başlayan memurların özelde avukat olarak çalışmış oldukları sürelerin kamuda yıllık izin süreleri hesaplanırken 657 sayılı kanununun 36 maddesinde yer alan alan hükme göre dikkate alınması gerektiği yönündeki danıştay kararı yazımız ekindedir.

DANIŞTAY 12. DAİRE Esas No : 2002 / 4212 Karar No : 2005 / 4535 Karar Tarihi : 14.12.2005

İlgili Mevzuat : ÖZÜ : DAVACININ SERBEST AVUKATLIKTA GEÇEN VE DERECE VE KADEMESİNDE DEĞERLENDİRİLEN HİZMET SÜRESİNİN YILLIK İZNİNİN HESABINDA DA DİKKATE ALINMASI GEREKTİĞİ HAKKINDA


Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı
(Sağlık Bakanlığı) ANKARA
Vekili : Av...
Karşı Taraf :...
İsteğin Özeti : Dava, SSK...Sigorta İl Müdürlüğünde Avukatlık yapmakta olan davacının, yıllık izin süresinin belirlenmesinde serbest avukatlık hizmetinin değerlendirilmemesine ve bu suretle yıllık izninin 30 gün değil 20 gün olduğuna , bu nedenle 2001 yılında kullanmış olduğu 37 günlük yıllık izninin fazladan kullanıldığı, 17 günlük kısmının 10 gününün mazeret izninden sayılması, geriye kalan 7 günün de, 2002 yılı yıllık izninden düşülmesine ilişkin 14.11.2001 gün ve 816831 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Eskişehir İdare Mahkemesinin 14.5.2002 günlü, E: 2001/1435, K:2002/726 sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, davacının İzmir Barosuna bağlı olarak 1.10.1986 - 11.9.1992 tarihleri arasında 2141 gün sigortalı olarak serbest avukatlık yaptığı, 11.9.1992 tarihinden itibaren davalı idarede avukatlık kadrosunda görev yapmakta olduğu, 657 sayılı kanunun 36.maddesinin C fıkrasının 3. bendinde yer alan, "Avukatlık hizmetleri sınıfına girenlerin memuriyete girmeden önce veya memurluktan ayrılarak serbest avukatlıkta geçirdikleri sürelerin 3/4' ü memuriyette geçmiş sayılarak, bu sürelerin her yılı için bir kademe ilerlemesine ve her üç yılı için bir derece yükselmesine esas olacak şekilde değerlendirilir." hükmü uyarınca, davacının serbest avukatlıkta geçen sürelerinin 3/4'ünün kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi olarak değerlendirildiği, yani intibakının yapıldığı, ancak serbest avukatlıkta geçen sürenin yıllık izne esas alınacak hizmet süresinin belirlenmesinde dikkate alınmadığı ve dava konusu işlemin tesis edildiğinin anlaşıldığı ,davacının serbest avukatlıkta geçen çalışma süresinin 3/4 'ü memuriyette geçmiş olarak değerlendirildiğinde davacının hizmet süresinin 14.12.1998 tarihi itibariyle 10 yıl, 8 ay 19 gün olduğu, yani davacının memuriyette geçmiş sayılan hizmet süresinin 10 yıldan fazla olduğunun görüldüğü, yukarıda anılan 36/C-3 maddesi uyarınca serbest avukatlıkta geçen sürenin 3/4 ü memuriyette (Kamu hizmetinde) geçmiş sayıldığından, bu sürenin yıllık izne esas alınacak hizmet süresinin belirlenmesinde de dikkate alınması gerektiği, bu durumda davacının, 10 yıldan fazla hizmet süresi olduğu dolayısıyla yıllık iznini 30 gün olarak kullanması gerektiğinden dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.
Davalı idare, Devlet memurlarının yıllık izinlerinin hesaplanmasında hangi statüde olursa olsun sadece kamu kurumlarında geçmiş hizmet süreleri ve muvazzaf askerlikte ve yedek subaylıkta okul devresinde geçen sürelerin dikkate alınacağına ilişkin Maliye Bakanlığının 140 seri nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği uyarınca yapılan işlemin usul ve yasaya uygun olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : Sevcan Gülşen
Düşüncesi : İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : Efser Koçakoğlu
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. Eskişehir İdare Mahkemesince verilen 14.5.2002 günlü, E:2001/1435, K:2002/726 sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,14.12 .2005 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi

YORUM EKLE