Karantinada geçirilen süreler idari izinli sayılmalı

Karantinada geçirilen süreler idari izinli sayılmalı

Karantinada geçirilen süreler idari izinli sayılmalı

Karantinada geçirilen süreler idari izinli sayılmalı

Karantinada geçirilen süreler idari izinli sayılmalı

Karantinada geçirilen süreler idari izinli sayılmalı

KDK, covid-19 salgını ile mücadele önlemleri kapsamında memurların karantina altında geçirilen sürelerinin idari izin kapsamında sayılması yönünde tavsiye kararı verdi.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK)

SAYI                                 : 2021/12438-S.21.19971-S.21.19971

BAŞVURU NO                 : 2021/6059

KARAR TARİHİ                :  27/08/2021

TAVSİYE KARARI


 

I. BAŞVURANIN İDDİA VE TALEPLERİ

Kurumumuza yapılan başvuruda başvuran; Hazine ve Maliye Bakanlığının bağlı kuruluşu olan Milli Piyango İdaresinde Şube Müdürü olarak görev yaptığını, 01/12/2020 tarihinde çalışanlardan 1 kişinin Covid-19 testinin pozitif çıkması nedeniyle serviste çalışan diğer 4 personel ile birlikte 14 gün filyasyon ekipleri tarafından karantinaya alındıklarını hasta olmamalarına rağmen tedbir amaçlı olarak ikametlerini terk etmemeleri gerektiğinin bildirildiğini, bunun üzerine Kurum tarafından karantinada olduklarının belgelendirilmesinin istendiği, E-Nabız sistemine Sağlık Bakanlığı tarafından 14 günlük istirahat raporu bilgisi düşüldüğünü ve raporun Kuruma gönderildiğini, Şubat maaş bordrolarını incelediğinde kendisi ve diğer dört personelden rapor ücretinin kesildiğini gördüğünü, Kurumca mevzuat çerçevesinde değerlendirilen ve Sağlık Bakanlığı tarafından verilen “Yakın Temaslı” istirahat raporunun kamu kurumlarında farklı uygulamalara yol açtığını, bazı Kurumların söz konusu raporu idari izinli olarak değerlendirirken, kendi Kurumu gibi bazı kurumların ise mevzuat çerçevesinde normal rapor gibi değerlendirdiğini, “Yakın Temaslı” raporunun hasta olunması nedeniyle değil “Yakın Temaslıların Karantina Süresine” ilişkin Sağlık Bakanlığının yazısı üzerine, tedbir amaçlı verilen bir rapor olması nedeniyle sağlık iznine değil idari izne dönüştürülmesi gerektiğini belirterek Covid-19 vakalarının salgın hastalık olmasından dolayı söz konusu raporun mevzuat çerçevesinde yer alan normal rapor gibi değerlendirilmeyerek idari izne dönüştürülmesini talep etmektedir.

İDARENİN BAŞVURUYA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI

Kurumumuzun bilgi belge isteme yazısına istinaden Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünden alınan 16/04//2021 tarihli ve -E. sayılı cevabi yazıda özetle;

Başvuru sahibince alınan sağlık raporunun “idari izne dönüştürülmesi” şeklinde Kuruma herhangi bir talebi bulunmadığı ve farklı kamu kurumlarında aynı durumdaki personele ilişkin farklı uygulamalar yapıldığı iddiasına ilişkin olarak Kuruma başvuruda bulunulmadığından, yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde talebin reddedildiği,

Kurum personelinin almış olduğu hastalık raporlarının izne dönüştürülmesi işleminin ilgili personelin görev yapmakta olduğu birim amirlerince yapıldığı, yapılan iş ve işlemlerin Personel Dairesi Başkanlığına bildirilmesini müteakip mevzuat çerçevesinde maaş vb. işlemlerin Personel Dairesi Başkanlığınca yapıldığı,

Personel Dairesi Başkanlığınca da yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde raporlar için ilgililerin maaşından zorunlu olarak kesinti yapıldığı, yapılan iş ve işlemlerin doğruluğunu destekler nitelikteki memurlarla ilgili bir internet sitesinde yayımlanan görüşün yazı ekinde sunulduğu,

Başvuru konusu ile ilgili Kurum personelleri arasında farklı bir uygulama bulunmadığı ve başvuru talebine ilişkin aynı durumda başka personel bulunmadığı,

Başvuru konusuna ilişkin Kurum bünyesinde hâlihazırda herhangi bir yargı kararı bulunmadığı, Hususları bildirilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT

18/10/1982 tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının

“Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı ” başlıklı 74 üncü maddesi;

“Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye ’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir... Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler.

“Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler” başlıklı 128 inci maddesinin ikinci fıkrası;

“Memurların ve diğer kamu görevlilerinin niteliklerinin, atanmalarının, görev ve yetkilerinin, haklarının ve yükümlülüklerinin, aylık ve ödeneklerinin ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenlenir.”

14/06/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun “Kurumun görevi” başlıklı 5 inci maddesi;

“Kurum, idarenin işleyişi ile ilgili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir”,

14/07/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun;

“Uygulamayı isteme hakkı” başlıklı 17 nci maddesi;

"Devlet memurları, bu kanun ve bu kanuna dayanılarak yayınlanan tüzük ve yönetmeliklere göre tayin ve tespit olunup yürürlükte bulunan hükümlerin kendileri hakkında aynen uygulanmasını istemek hakkına sahiptirler."

“Hastalık ve refakat izni” başlıklı 105 inci maddesi;

“.Görevi sırasında veya görevinden dolayı bir kazaya veya saldırıya uğrayan veya bir meslek hastalığına tutulan memur, iyileşinceye kadar izinli sayılır.

Hastalık raporlarının hangi hallerde, hangi hekimler veya sağlık kurulları tarafından verileceği ve süreleri ile bu konuya ilişkin diğer hususlar, Sağlık, Maliye ve Dışişleri Bakanlıkları ile Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşleri alınarak Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle belirlenir...”

“Zam ve tazminatlar” başlıklı 152 nci maddesi;

“.Bu zam ve tazminatlara hak kazanmada ve bunların ödenmesinde aylıklara ilişkin hükümler uygulanır. Ancak;

Sağlık kurulu raporu üzerine verilen hastalık izinleri,

Kanser, verem ve akıl hastalıkları gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığa yakalananların kullandığı hastalık izinleri,

Hastalıkları sebebiyle resmi yataklı tedavi kurumlarında yatarak tedavi gördükleri tedavi süreleri,

hariç olmak üzere bir takvim yılı içinde kullanılan hastalık izin süreleri toplamının 7 günü aşması halinde, aşan sürelere isabet eden zam ve tazminatlar % 25 eksik ödenir. ”

29/10/2011 tarih ve 28099 sayılı Devlet Memurlarına Verilecek Hastalık Raporları ile Hastalık ve Refakat iznine ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin;

“Amaç” başlıklı 1 inci maddesi;

“Bu Yönetmeliğin amacı, hastalık raporlarının hangi hâllerde, hangi hekimler veya sağlık kurulları tarafından verileceği, raporların süreleri ile hastalık ve refakat iznine ilişkin usûl ve esasları düzenlemektir.”

“Dayanak” başlıklı 3 üncü maddesi;

“Bu Yönetmelik, 657 sayılı Kanunun 105 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.”

Hastalık raporu ve izin süreleri” başlıklı 6 ncı maddesi;

... Görevi sırasında veya görevinden dolayı bir kazaya veya saldırıya uğrayan veya bir meslek hastalığına tutulan memur, iyileşinceye kadar izinli sayılır.

Memurlara tek hekim raporu ile bir defada en çok on gün rapor verilebilir. Raporda kontrol muayenesi öngörülmüş ise kontrol muayenesi sonrasında tek hekim tarafından en çok on gün daha rapor verilebilir...”

“Hastalık izni verilmesi” başlıklı 7 nci maddesi;

“Memurlara hastalık raporlarında gösterilen süreler kadar hastalık izni verilir...

.Kamu hizmetlerinde aksamaya yol açılmaması ve bu Yönetmelik ile belirlenen usûl ve esaslara uygunluğunun tespit edilebilmesi için, hastalık raporlarının aslının veya bir örneğinin en geç raporun düzenlendiği günü takip eden günün mesai saati bitimine kadar elektronik ortamda veya uygun yollarla bağlı olunan disiplin amirine intikal ettirilmesi; örneği gönderilmiş ise, rapor süresi sonunda raporun aslının teslim edilmesi zorunludur. .. ”

26/08/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan “COVID-19 Kapsamında Kamu Çalışanlarına Yönelik İlave Tedbirler” konulu 2020/11 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi;

“ Çalıştırma biçimine bakılmaksızın kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlara uzaktan çalışma, dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma yöntemleri uygulanabilir. Buna dair usul ve esaslar Cumhurbaşkanlığı, bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşları için üst yönetici; bakanlıklar, bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşları için bakan; taşra teşkilatları (bakanlıklarca belirlenmemiş ise) ile mahalli idareler, bağlı kuruluşları ile mahalli idare birlikleri için ilgisine göre vali veya belediye başkanı; diğer kamu kurum ve kuruluşları için üst yönetici tarafından belirlenir. Bu belirleme yetkisi devredilebilir

Bu kapsamda dönüşümlü çalışanlar fiilen göreve gelmedikleri süre zarfında idari izinli sayılır.

Bu Genelge kapsamında esnek çalışma yöntemlerinden faydalanan çalışanlar ile idari izinli sayılanlar bu sürede istihdamlarına esas görevlerini fiilen yerine getirmiş sayılırlar. Uzaktan veya dönüşümlü çalışanlar ile görev yerinde çalışanlar hizmetin yürütülmesi sorumluluğu açısından eşittir. Uzaktan veya dönüşümlü çalışanlar ile idari izinli sayılanların mali ve sosyal hak ve yardımları ile diğer özlük hakları saklıdır.

İdari izinliler, uzaktan veya dönüşümlü çalışanlar amirlerinin izni dışında görev mahallerinden ayrılamazlar ve hizmetine ihtiyaç duyulanlar çağrıldıkları anda görevlerine dönmek zorundadır.”

05/05/2006 tarihli ve 26159 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 17/04/2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara ilişkin Kararın “Hastalık izni” başlıklı 8 inci maddesi;

“Sağlık kurulu raporu üzerine verilen hastalık izinleri ile kanser, verem, akıl hastalığı, şeker hastalığı ve açık kalp ameliyatı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığa yakalananların kullandığı hastalık izinleri ve hastalıkları sebebiyle resmi yataklı tedavi kurumlarında yatarak gördükleri tedavi süreleri hariç olmak üzere, bir takvim yılı içinde kullanılan hastalık izin süreleri toplamının 7 günü aşması halinde, aşan günlere isabet eden zam ve tazminatlar %25 eksik ödenir.”

Hükmünü amirdir.

KAMU DENETÇİSİ SADETTİN KALKAN’IN KAMU BAŞDENETÇİSİ'NE ÖNERİSİ

Kamu Denetçisi tarafından yapılan inceleme ve araştırma neticesinde; başvuranın talebine ilişkin tavsiye karar önerisi, Kamu Başdenetçisi’ne sunulmuştur.

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE

Hukuka ve Hakkaniyete Uygunluk Yönünden Değerlendirme

Kurumumuza yapılan başvuruda başvuran özetle; yakın temaslı olarak 14 gün boyunca karantina süresinde bulunduğunu, E-Nabız sistemine Sağlık Bakanlığı tarafından 14 günlük istirahat raporu bilgisi düşüldüğünü ve raporun Kuruma gönderildiğini, Şubat maaş bordrolarını incelediğinde kendisi ve diğer dört personelden rapor ücretinin kesildiğini belirterek söz konusu raporun tedbir amaçlı verilen bir rapor olduğunu ve raporun hastalık iznine değil idari izne dönüştürülmesini talep etmektedir.

İlgili idare tarafından Kurumumuza gönderilen cevabi yazıda ise özetle; Kurum personelinin almış olduğu hastalık raporlarının izne dönüştürülmesi işleminin ilgili personelin görev yapmakta olduğu birim amirlerince yapıldığı, yapılan iş ve işlemlerin Personel Dairesi Başkanlığına bildirilmesini müteakip mevzuat çerçevesinde maaş vb. işlemlerin Personel Dairesi Başkanlığınca yapıldığı, Personel Dairesi Başkanlığınca da yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde raporlar için ilgililerin maaşından zorunlu olarak kesinti yapıldığı hususları ifade edilmiştir.

Bu noktada uyuşmazlığın; başvuranın yakın temaslı olarak 14 gün karantinada bulunduğu dönemde Sağlık Bakanlığınca tarafına verilen raporun, Covid 19 kapsamında alınan tedbirler çerçevesinde idari izin kapsamında değerlendirilmesi noktasında düğümlendiği görülmektedir.

29/05/2020 tarihli ve 31139 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2020/8 sayılı ‘COVID-19 Kapsamında Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Normalleşme ve Alınacak Tedbirler’ konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesinde ve 26/08/2020 tarihli ve 31225 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2020/11 sayılı ‘COVID19 Kapsamında Kamu Çalışanlarına Yönelik Tedbirler’ konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesinde; Çalıştırılma biçimlerine bakılmaksızın kamu kurum ve kuruluşlarında (Sağlık Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı hariç) çalışan yönetici kadro ve pozisyonunda bulunanlar hariç 60 yaş ve üzerinde olanlar ile Sağlık Bakanlığının belirlediği kronik hastalığı bulunanların idari izinli sayılacağı, idari izinli sayılanların bu sürede görevlerini fiilen yerine getirmiş sayılacağı, mali ve sosyal hak ve yardımları ile diğer özlük haklarının saklı kalacağı, bu personelin amirinin izni dışında görev mahallinden ayrılmayacağı ve hizmetine ihtiyaç duyulanların çağırıldıkları anda görevlerine dönecekleri düzenlenmiştir.

Cumhurbaşkanlığı Genelgeleri gereği, kamu kurum ve kuruluşlarında (Sağlık Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı hariç) çalışan yönetici kadro ve pozisyonunda bulunanlar hariç 60 yaş ve üzerinde olanlar ile Sağlık Bakanlığının belirlediği kronik hastalığı bulunanlar idari izinli sayılmış ve idari izinli sayılanlardan hizmetine ihtiyaç duyulanlar çağırıldıkları anda görevlerine dönecek olup, kamu hizmetlerini aksatmamak şartıyla, çalıştırılma biçimine bakılmaksızın kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlara uzaktan çalışma, dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma yöntemleri uygulanabileceği düzenlenmiştir. Her iki Genelgede de koronavirüse yakalana veya temaslı olan kamu personelinin idari izinli sayılacağına ilişkin bir ifadeye yer verilmemiştir.

Cumhurbaşkanlığı Genelgeleri ile idarelere bir takdir yetkisi tanındığı görülmektedir. İdarenin takdir yetkisine sahip olması, idarenin keyfi olarak hareket edebileceği anlamına gelmemektedir. İdareye yasalarla tanınan takdir yetkisi mutlak olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlıdır. İdare, takdir yetkisini kullanırken kendisine verilen yetkinin amacı doğrultusunda hareket etmeli, nesnellik ve tarafsızlık içinde davranmalı, eşitlik kuralını gözetmeli, orantılılık ilkesine uymalı, kanunlarda özel koşullar öngörülmüşse bunlara uymalı; bu yetkiyi kamu yararı ve hizmetin gereklerine uygun bir şekilde objektif, makul ve geçerli neden ve gerekçelere dayalı olarak kullanmalıdır.

2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Kararın 8 inci maddesinde, bir takvim yılı içinde kullanılan hastalık izin süreleri toplamının 7 günü aşması halinde, aşan günlere isabet eden zam ve tazminatların %25 eksik ödeneceği hüküm altına alınmıştır. 04/09/2020 tarihli ve 31234 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2931 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında “17/04/2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Karar ve eki cetvellerin uygulanmasına 2020yılında da devam olunur” hükmüne, yine 10/04/2021 tarihli ve 31450 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 3809 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında “17/04/2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Karar ve eki cetvellerin uygulanmasına 2021 yılında da devam olunur” hükmüne yer verilmiştir.

02/04/2008 tarihli makam oluru ile yürürlüğe giren “Milli Piyango Genel Müdürlüğü Yıllık, Mazeret, Hastalık, Aylıksız ve Refakat İzinlerinin Kullanım Usul ve Esaslarının” hastalık iznini düzenleyen bölümünde hastalık raporlarının izne dönüştürülmesine dair raporun “Devlet Memurlarına Verilecek Hastalık Raporları ile Hastalık ve Refakat İznine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve ilgili mevzuat” esaslarına uygunluğunun aranacağı, Kurum personelinin almış oldukları hastalık raporlarından Daire Başkanlığına bağlı görev yapan personelin ilgili Daire Başkanınca raporlarının hastalık iznine dönüştürüleceği, aile hekimi ve kurum tabiplerinin vereceği raporların da tek hekim raporu kapsamında değerlendirileceği, ifadelerine yer verilmiştir.

Başvuranın yukarıda belirtilen usul ve esaslar kapsamında; Ankara THSK- Toplum Sağlığı Merkezi’nden alınan 01/12/2020 başlangıç tarihli takip numaralı istirahat raporu Devlet Memurlarına Verilecek Hastalık Raporları ile Hastalık ve Refakat İznine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 7 nci maddesi gereği 13 gün süreli hastalık izninin onaylanması kapsamında 14/12/2020 tarihinde Bahisler ve Oyunlar Dairesi Başkanı onayına sunulmuş ve onaylanan belgeler 14/12/2020 tarihli ve -E. sayılı yazı ile Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü Personel Daire Başkanlığına bildirilmiştir.

Sağlık Bakanlığı’nın 07/12/2020 tarihli duyurusunda "Yakın temaslılar 10 gün boyunca karantinada kalır. Karantina dönemi süresince herhangi bir semptom gelişmeyen kişilerin karantinası, PCR yapılmaksızın, 10. günün sonunda biter. Ancak bu kişiler toplumda uyulması gereken tedbirlere devam ederler. Ayrıca yakın temaslı olan ve izlem süresince semptom gelişmeyen kişilerde, PCR testi sonucuna göre 7. günün sonunda karantina sonlandırılabilir. ” ifadelerine yer verilmek suretiyle Covid-19 yakın temaslıların karantina süresi 10 gün olarak düzenlenmiştir.

Konu ile alakalı yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri değerlendirildiğinde, kullanılan hastalık izni sürelerinin 7 günü aşması halinde ilgili personellere yapılacak ödemelerde kesinti yapılacağı noktasında tereddüt bulunmamaktadır. Somut olayda ise salgın sebebiyle zorunlu olarak verilen “yakın temaslı” raporunun ihtiyari olarak alınan “hastalık/iş göremezlik raporu” ile aynı kapsamda sayılıp sayılmaması noktasında bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

Gaziantep Valiliği İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu Başkanlığı’nın aldığı 17/09/2020 tarihli ve 2020/86 numaralı İl Umumi Hıfzıssıhha Kurul Kararında “Filyasyon ekipleri tarafından, Covid-19 pozitif hastalarla temaslı olduğu tespit edilen kamu ve özel sektör çalışanlarının herhangi bir sağlık kuruluşlundan Sağlık Raporu almaksızın 14 gün süre ile idari izinli sayılmalarına oybirliği ile karar verilmiştir” ifadelerine yer verilmiştir.

25/09/2020 tarihli ve 2020/9-32 sayılı Adıyaman Valiliği İl Hıfzıssıhha Kurulu Kararında “Sağlık kurumlarında COVİD-19 hastalığı tespit edilen veya filyasyon ekiplerince COVİD-19 temaslısı olarak belirlenerek hakkında izolasyon/karantina tedbiri kararı alınan kamu kurum ve kuruluşları çalışanlarının, hekim raporuna ihtiyaç olmaksızın, 14 gün süre ile idari izinli sayılmalarına, Bilindiği üzere COVİD-19 hastası ya da temaslısı olan kişiler, Sağlık Bakanlığı’nın Hayat Eve Sığar (HES) uygulaması üzerinden HES kodu sorgulaması yapıldığında, izolasyon süresince riskli olarak görülmektedir. Bu sebeple, kişilerin COVİD-19 hastası yada temaslısı olup olmadığının tespiti için herhangi bir belge istenilmemesine; idari izin talebinde/gerekliliğinde kişinin risk, dolayısıyla izolasyon durumunun ve süresinin, kişinin kurumu tarafından düzenli olarak HES kodu sorgulanarak tespit, kontrol ve denetimine... oybirliği ile karar verilmiştir” ifadelerine yer verilmiştir.

Yine Diyanet İşleri Başkanlığı’nın valiliklere ve tüm müftülüklere gönderdiği 07/12/2020 tarihli ve E- 60727077-903-05-02-863694 sayılı yazıda;

“Bilindiği üzere COVID-19 salgınının Ülkemizde yayılımının en aza indirilmesi amacıyla salgınla mücadeleyi ve salgının etkilerinin azaltılmasına yönelik faaliyetleri zafiyete uğratmama ve kamu hizmetlerini aksatmama şartıyla çalışma biçimine bakılmaksızın tüm personele uzaktan çalışma, dönüşümlü çalışma ve esnek çalışma yöntemleri uygulanabilmesi, dönüşümlü çalışacak personelin fiilen göreve gelmedikleri süre zarfında idari izinli addedilmesi ve mesai saatlerinin düzenlenmesine yönelik Cumhurbaşkanlığımızca bir dizi tedbirler alınmaktadır.

Diğer taraftan salgın hastalıklarla mücadele amacıyla yürürlüğe konulan 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 57'nci maddesinde; kolera, veba gibi bazı hastalıklar sayılmakta, 72'nci maddesinde de 57'nci maddede zikredilen hastalıklardan birinin zuhur ettiği veya zuhurundan şüphelenildiği takdirde diğer tedbirlerin yanında hasta olanların veya hasta olduğundan şüphe edilenlerin ve hastalığı neşrü tamim eylediği tetkikatı fenniye ile tebeyyün edenlerin fennen icap eden müddet zarfında ve sıhhat memurlarınca hanelerinde veya sıhhi ve fenni şartları haiz mahallerde tecrit ve müşahede altına alınacağı belirtilmektedir.

COVID-19 tanısı konulanlara salt tedavi uygulamasıyla yetinilmeyerek tecrit ve müşahede gibi ayrıca tedbirlere başvurulması, bunun ötesinde temaslıların dahi zorunlu izolasyona tabi tutulması gibi alınan bir dizi önlemler, söz konusu salgının toplum sağlığını ne denli etkilemekte olduğunu ortaya koymaktadır.

Bu itibarla salgın nedeniyle düzenlenen istirahat/iş göremezlik raporlarının da normal sağlık raporu olarak değerlendirilmemesi, Sağlık Kurumlarınca COVID-19 teşhisi konulan veya temaslı olduğu gerekçesiyle karantina altına alınan ya da izolasyona tabi tutulan personelimizin bu durumlarını belgeyle ibraz etmeleri halinde idari izinli sayılmaları ve ibraz edilen belgelerin, ilgili personelin işlem dosyalarında hıfz edilmesiyle yetinilmesi, ayrıca izin belgesi tanzim edilmemesi hususlarında bilgilerini ve gereğini rica ederim.” denilmektedir.

Son üç paragrafta da örnekleri verilmek suretiyle, başvuru konusu olayla ilgili kamu kurumları arasında uygulama birliği bulunmadığı görülmektedir. Başvuru konusu olayda olduğu gibi bazı Kurumlar Covid-19 temaslısı personelinden hastalık raporu istemekte, bazı Kurumlar ise (Diyanet İşleri, Gaziantep Valiliği vb.) koronavirüs hastalarıyla temaslı olduğu tespit edilen kamu çalışanlarını herhangi bir sağlık raporu almaksızın 14 gün idari izinli kabul etmektedir. Sonuç itibarıyla bu durum mevzuatta da belirtildiği üzere Covid-19 temaslısı memurların mali haklarını etkilemektedir.

Hastalık Raporu; hekim tarafından bizzat yapılan muayene ve tetkikler sonucunda, tıbben istirahati lüzumlu görülenlere düzenlenen rapordur. Hastalık İzni ise; memurun görev yaptığı kurum veya kuruluşun izin vermeye yetkili kıldığı birim amirlerince, işçiler için ise Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından verilen izindir. Kamu kurumlarınca tedavi ve takipleri evlerinde gerçekleştirilen hasta ve yakın temaslı kamu görevlilerinden mali ve sosyal hak ve yardımları ile diğer özlük haklarında kayıp yaşanmaması için hastalık izni ve dolayısıyla hastalık raporu talep edilmektedir. Hastalık raporunun tanımı dikkate alındığında Covid-19 PCR (+) kişilerin hasta olarak tanımlanarak Hastalık İzni alabilmeleri mümkün iken, PCR (-) temaslı kişilerin “hasta” olarak değerlendirilmeleri hastalık raporu tanımı ile bağdaşmamaktadır.

Covid-19 pandemisinin, sadece Kurumlar için değil, tüm insanlık açısından olağanüstü bir durum olduğu ve olağanüstü süreçlerin ise olağan dönemlere göre daha özenli olarak değerlendirilmesi gerektiği göz önünde bulundurulduğunda, böylesi özel dönemlerde, çalışan ve ailesi, hatta yakın çevresi açısından ücret sürekliliğinin sağlanması son derece önemlidir. Bu nedenle konuyla ilgili mevzuatın mali ve sosyal haklar açısından daha geniş değerlendirilmesi gerektiği, Covid-19 kaynaklı karantina uygulamalarının zorlayıcı sebep olarak değil, iş sağlığı ve güvenliği kapsamında düşünülmesi gerektiği değerlendirilmektedir.

Bu bağlamda temaslı kişilerin hastalıklı kişiler olarak tanımlanması mümkün değildir. Bu kişiler, bulundukları ortamda idari bir tedbir olarak karantinaya alınmakta, somut olaydaki gibi birçok kamu çalışanı da test sonucu pozitif olmadan tekrar işine başlayabilmekte ve idari zarurete binaen karantina altında tutulmaktadır. Temaslı kişiler zarurete binaen bilmediği ve semptom göstermeyen kişiler ile aynı ortamda olmalarından dolayı karantinaya alınmaktadır. Bu noktada Kurumumuzca yapılan değerlendirmede; hastalık raporuna binaen bu kişilerin raporlu hastalar gibi değerlendirilmesi, raporlarının hastalık iznine dönüştürülerek maaşlarından ilgili mevzuat çerçevesinde kesinti yapılması hakkaniyete uygun olmadığı kanaatine varılmıştır.

Yukarıda anlatılan hususlar, başvuranın iddiaları, idarenin konu ile ilgili açıklamaları, ilgili mevzuat ve tüm dosya kapsamı birlikte göz önünde bulundurularak Kurumumuzca yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; ilgili idare tarafından başvuranın Covid-19 temaslısı olarak zorunlu karantina altında tutulduğu dönemler için maaşından kesinti yapıldığı, temaslı kişiler hakkında hastalık izni alan personel ile aynı doğrultuda işlem yapıldığı, kamu kurumlarının bazılarında temaslı kişiler bazında farklı uygulamalar yapıldığı ve bu noktada kamuda bir uygulama birliği bulunmadığı, idari zaruret gereği ve idari bir tedbir olarak olağanüstü bir dönemde uygulanan zorunlu karantina tedbirinin mevzuatta belirtilen hastalık raporu kapsamında sayılmasının hakkaniyete uygun olmadığı, bu sebeple başvuranın talebinin kabul edilerek zorunlu karantina altında geçirilen sürenin idari izin kapsamında sayılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

İyi Yönetim İlkeleri Yönünden Değerlendirme

İyi yönetim ilkelerine 28/03/2013 tarihli ve 28601 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 'İyi yönetim ilkeleri" başlıklı 6 ncı maddesinde yer verilmiş olup; Kurumumuzun bilgi ve belge talebine süresi içinde cevap verildiği, idarenin başvuranla ilgili işlemlerinde ‘kanunlara uygunluk’, ‘hesap verilebilirlik’, ‘şeffaflık’, ilkelerine uygun davrandığı; ancak idarenin, ‘makul sürede karar verme’ ve ‘kararın geciktirilmeksizin bildirilmesi’ ilkelerine uygun davranmadığı ve başvuranın taleplerine süresi içinde cevap vermediği, ayrıca şikâyetçiye hangi sürede hangi mercilere başvurabileceğini göstermediği bu nedenle ‘karara karşı başvuru yollarının gösterilmesi’ ilkesine uymadığı tespit edildiğinden, idarenin bahse konu ilkelere de uygun davranması önerilmektedir.

HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN AÇIKLAMA

6328 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, bu Tavsiye Kararının idareye tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde idare tarafından herhangi bir eylem ya da işlem tesis edilmezse (varsa) dava açma süresinden kalan süre işlemeye devam edecek olup Ankara İdare Mahkemelerinde yargı yolu açıktır.

KARAR

Açıklanan gerekçelerle BAŞVURUNUN KABULÜNE;

Başvuranın zorunlu karantina altında geçirdiği sürenin idari izin kapsamında sayılması konusunda MİLLİ PİYANGO İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE TAVSİYEDE BULUNULMASINA,

Covid-19 tedbirleri kapsamında kamu personelinin temaslı olarak geçirdiği süreler hakkında kamu kurumlarının uygulamalarında yeknesaklık sağlanması için gerekli idari işlemleri takdir ve tayin etmek üzere kararın bir suretinin ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞINA GÖNDERİLMESİNE,

6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 20 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, MİLLİ PİYANGO İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ tarafından bu karar üzerine tesis edilecek işlemin otuz gün içinde Kurumumuza bildirilmesinin zorunlu olduğuna,

Kararın başvurana ve gereği için MİLLİ PİYANGO İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE tebliğine, Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisince karar verildi.

Şeref MALKOÇ Kamu Başdenetçisi

YORUM EKLE