Vize İşlemlerini Tamamlamadığı İçin Geçici Görev Mahalline Gidemeyen Kişinin Yol Masrafı

Geçici görevli olarak yurtdışına giden bir personelin vize işlemlerini zamanında yapmaması sebebiyle

Vize İşlemlerini Tamamlamadığı İçin Geçici Görev Mahalline Gidemeyen Kişinin Yol Masrafı

Geçici görevli olarak yurtdışına giden bir personelin vize işlemlerini zamanında yapmaması sebebiyle

Vize İşlemlerini Tamamlamadığı İçin Geçici Görev Mahalline Gidemeyen Kişinin Yol Masrafı

Geçici görevli olarak yurtdışına giden bir personelin vize işlemlerini zamanında yapmaması sebebiyle ülkeye geri dönüş yapmış olup bu görevlendirmenin yol masrafı kurum bütçesinden ödenmiştir. Sayıştay ilgili dairesince mevzuata aykırı görülen bu ödeme dolayısıyla kurum bütçesinden ödenen tutarın tazminine hükmetmiştir. Ancak, Sayıştay Temyiz Kurulu 05.04.2016 tarihli kararında bu ödemenin kurum bütçesinden yapılabileceği yönünde karar vermiştir.








 









































Kamu İdaresi Türü Diğer Özel Bütçeli İdareler  
Yılı 2012  
Dairesi 3  
Dosya No 39354  
Tutanak No 41756  
Tutanak Tarihi 5.4.2016  
Kararın Konusu Harcırah Mevzuatı ile İlgili Kararlar İlgili Daire Kararı için tıklayın



Harcırah…


160 sayılı ilamın 5’inci maddesi ile; 14.03.2012 tarih ve 2012/203 sayılı Yürütme Kurulu kararı ile 16-21 Haziran 2012 tarihleri arasında Meksika’da yapılacak olan IISA toplantısına katılmak üzere görevlendirilen Enstitü Genel Müdürü …’in, vize işlemlerini tamamlamadan yola çıktığı ve bu sebeple ülkeye giriş yapamadan geri döndüğü seyahatine ilişkin uçak bileti ve gündelik bedellerinin Enstitü bütçesinden ödenmesi nedeniyle … TL.ye tazmin hükmü verilmiştir.


Sorumlular … (harcama yetkilisi), … (gerçekleştirme görevlisi) ve … (gerçekleştirme görevlisi) ortak olarak vermiş oldukları temyiz dilekçelerinde özetle;


Sayıştay 3. Dairesinin kamu zararı kararının "... Genel Müdürün ihmal ve tedbirsizliği sonucu gerçekleştirilemeyen geçici göreve ilişkin masrafların Enstitü bütçesinden karşılanmasının mevzuata aykırı" olduğu üzerine olduğunu,


Genel Müdürün ihmal ve tedbirsizliğinin ilamda;


Bunlardan birincisinin, …'nin 4 Haziran 1991 tarihinde 91/1920 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla üyesi ve ulusal düzeyde seksiyonu olduğu HAS'ın (Uluslararası Yönetim Bilimleri Enstitüsü) Meksika'daki toplantısına katılmak üzere görevlendirilen Enstitü Genel Müdürünün Meksika vizesi almadan yola çıkması, ikincisinin ise Genel Müdürün görev yeri Meksika'nın başkenti Meksiko'ya gitmeden Frankfurt'dan geri dönmesi, olarak açıklandığını,


Her iki gerekçenin de hiçbir somut bilgi ve belgeye dayanmadığını,


Genel Müdürün "Yurtdışı Geçici Görev Yolluğu Bildiriminde" görev yeri olan Meksika'ya gittiğini beyan ettiğini, Harcırah Kanununun 59. madde ile "harcırah itası ve avansların mahsubu muamelelerinde aksi sabit oluncaya kadar memurun beyanına itibar olunur" hükmünü getirdiğini,


Kaldı ki Genel Müdürün görev yeri olan Meksika'nın başkenti Meksiko'ya gittiğinin yalnızca beyanla değil, belgelerle de sabit olduğunu,


Genel Müdür …’in; 17 Haziran 2012'de Lufthansa'nın LH 499 uçuş numaralı 20:20 uçağında 56E koltuğunda Meksiko'dan (MEX) Frankfurt'a (FRA) yolculuk ettiğine dair uçuş kartı (boarding pass) bulunduğunu, Frankfurt'a vardıktan sonra Genel Müdürün 18 Haziran 2012'de Lufthansa'nın LH 1290 uçuş numaralı 21:55 uçağında 15E koltuğunda Frankfurt'dan (FRA) Esenboğa'ya (ESB) yolculuk ettiğine dair uçuş kartının da yer aldığını,


Bilindiği gibi uçuş kartlarının yalnızca boarding yapan (uçağa alınan) yolculara verildiğini ve bu uçuş kartlarının ibraz edilmiş olmasının Genel Müdürün Meksika'ya gittiğini açıkça gösterdiğini,


Danıştay’ın harcırahlarla ilgili bir kararında kamu zararının tazmini için gerçek dışı beyanın saptanması gerekliliğinin vurgulandığını ve;


"Ancak yine aynı Yasanın 60. maddesinin 1. fıkrasında; bu kanuna göre tahakkuk edecek istihkakın miktarını artıracak şekilde gerçeğe aykırı beyanname verenlerin, bu yolla aldıkları fazla harcırahın Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanununa veya genel hükümlere göre tahsil olunacağı hükme bağlanmış olmakla; kendisine, yukarıda anılan 10. maddesinin 2. fıkrası ve 56. maddenin (a) bendi uyarınca harcırah ödenen kişilerin beyanının gerçek dışı olduğunun saptanması halinde 60. maddenin 1. fıkrası hükmünün uygulanacağı açıktır. (D.5. D.; E:1996/800, K:1999/1280)." denildiğini,


Gerçekleştirme görevlisi ve harcama yetkilisi olarak Genel Müdürün beyanının gerçek dışı olduğuna ve sunduğu belgelerde tahrifat yaptığına dair şüphe duymalarını gerektirecek bir durum yokken, ilamda hiçbir destekleyici somut bilgi ve belge olmadan Genel Müdürün Meksika vizesi almadığı ve görev yerine ulaşmadığı sonucuna nasıl varıldığının anlaşılamadığını, bu konuda tüm bu belgelere rağmen bir tereddüt oluştuysa, genel müdürün de bu konuda savunmasının alınabileceğini,


Sonuç olarak, aksi yönde beyan ve belgeler olmasına rağmen Sayıştay ilamında herhangi bir somut bilgi ve belgeye dayanılmaksızın Genel Müdürün ihmal ve tedbirsizliği ile kamunun zarara sokulduğu iddiasının mesnetsiz olduğunu,


Denetim görevlileri tarafından tamamen varsayıma dayalı bir yorumla kamu zararı değerlendirmesi yapılmasının, Sayıştay’ın denetim ve yargılama usulleriyle örtüşmediğini belirterek verilen tazmin hükmünün kaldırılmasını istemişlerdir.


Başsavcılık;


“… 2012 yılı hesabının 3.Dairede yargılanması sonucunda düzenlenen 160 sayılı ilamın 5’inci maddesi sorumlular … … ve … tarafından temyiz edilmiştir.


İlgililer dilekçelerinde, tazmin hükmünün hiçbir somut belge ve bilgiye dayanmadığını ileri sürerek, Enstitü Genel Müdürünün geçici görev yolluğu beyannamesinde Meksika'ya gittiğini beyan ettiğini, gittiğinin uçuşları gösteren uçuş kartları ile de sabit olduğunu belirtmişlerdir.


Eki belgelere göre Enstitü Genel Müdürü 17.6.2012 tarihinde Ankara'dan Meksika'ya yolculuk ettiğini, 18.6.2012 günü Meksika'da ikamet ettiğini, 19.6.2012 günü ise Meksika'dan Ankara'ya yolculuk yaptığını beyan etmiştir. Yine dilekçe eki uçuş kartı fotokopilerine göre ilgili 17.6.2012 günü Meksika'dan Frankfurt'a, 18.6.2012 günü de Frankfurt'tan Ankara'ya seyahat etmiştir.


Beyannameye göre geri dönüş seyahati 19.6.2012 günü yapıldığı belirtilirken, uçuş kartlarına göre bu seyahatin 17-18.6.2012 günlerinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu çelişkili durum bir tarafa, ilam; seyahatin yapılmaması üzerine kurulu olmayıp, ülkeye giriş vizesi alınmadan seyahate çıkarak 16-21.6.2012 tarih aralığında seyahat amacı hizmet yerine getirilmemesine rağmen Enstitü bütçesinden ödeme yapılmasına sebebiyet verildiği halde ödenen bu tutarın ilgilisine rücu edilmemesine dayanmaktadır.


Dolayısıyla itirazlar yersiz ve ileri sürülen gerekçelere mesnet belgeler arasında çelişki bulunduğundan, talebin reddi ile Daire kararının tasdik edilmesi uygun olur.” şeklinde görüş bildirmiştir.


Sorumlular İkinci dilekçelerinde;


Sayıştay savcısının belgeler arasında çelişki bulunduğunu ve ülkeye giriş vizesi alınmadığı gerekçeleriyle itirazlarının yersiz olduğunu ileri sürdüğünü,


İddia edilen çelişkinin kaynağının dönüş tarihinin genel müdürün verdiği beyannamede 19.6.2012 günü olmasına rağmen uçuş kartında bu tarihin 18.06.2012 olarak yer alması, olduğunu,


Bu iddianın daha önce Sayıştay denetçisi tarafından dile getirilmediğini ve daire kararında da yer almadığını, bununla birlikte …'nin geçen dönemki genel müdürü …’in Frankfurt'dan Ankara'ya uçuşunun 18 Haziran 2012 saat 21:55'de başladığını,


Frankfurt -Ankara uçuşunun yaklaşık dört buçuk saat sürdüğünü ve Almanya ile Türkiye arasında 1 saatlik bir zaman dilimi farkı bulunduğunu dolayısıyla …'nin geçen dönemki genel müdürünün 19 Haziran günü sabah saatlerinde Ankara'ya ulaştığını, genel müdürün beyanı ile uçuş kartı arasında herhangi bir çelişki bulunmadığını,


Verilen mütalaada iddia edilen ancak yukarıda gösterildiği gibi var olmayan çelişkinin tali bir gerekçe olduğu kamu zararı kararının esasını, genel müdürün Meksika'ya giriş vizesi almadan giderek hizmet amacını yerine getirmemesinin oluşturduğunu,


Daha önceki savunmalarında belirttikleri gibi Harcırah Kanunun 59. maddesi "harcırah itası ve avansların mahsubu muamelelerinde aksi sabit oluncaya kadar memurun beyanına itibar olunur" hükmünü getirdiğini,


Genel müdürün, Meksika'da bulunduğunu ve görevlendirme amacını yerine getirdiğini beyan ettiğini, ilam hükmünün ise hiçbir destekleyici somut bilgi ve belge olmadan genel müdürün Meksika vizesi almadığını, ülkeye giremediğini ve bu nedenle hizmetin gereğini yerine getiremediğini ileri sürdüğünü,


Gerçekleştirme görevlileri ve harcama yetkilisi olarak kendilerinin böyle bir sonuca varmalarına neden olacak bir bilgi ya da belge bulunmadığını,


Kaldı ki 5018 sayılı Kanunun 8 ve 32’nci maddeleri birlikte incelendiğinde harcama belgeleri çerçevesinde üst yöneticiye ödeme yapılmasında harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlileri olarak hiçbir kusurlarının bulunmadığını bu sebeple de sorumlu tutulamayacaklarını belirterek usule ve hukuka uygun olmayan ilamdaki tazmin hükmünün kaldırılmasını istemişlerdir.


Başsavcılık İkinci Cevabı;


“İlgi yazınız ekinde gönderilen ikinci dilekçe incelenmiş olup; adı geçenler tarafından ileri sürülen hususların 05.09.2014 tarih ve 15071-25490 sayılı yazımızda belirttiğimiz görüşlerimizin değiştirilmesini sağlayacak bir mahiyet taşımadığı anlaşıldığından, yargılamanın söz konusu mütalâamıza göre karara bağlanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.” şeklindedir.


Dosyada mevcut belgeler okunup incelendikten duruşma talebinde bulunan …, … ve … ile Sayıştay Savcısı dinlendikten sonra gereği görüşüldü:


04.04.2012 tarihli 2012/11 sayılı Yürütme Kurulu kararının 2012-281 nolu karar kısmında;


“14 Mart 2012 tarih ve 2012-203 numaralı Yürütme Kurulu Kararının, 16-21 Haziran 2012 tarihleri arasında Meksika (Merida, Yucatan)’da yapılacak olan IISA toplantısına …’yi temsilen Genel Müdürümüz ...’in katılmasının uygunluğuna, 17-25 Haziran 2012 tarihleri arasında Ankara-Frankfurt-Mexsico-Merida- Mexsico-Frankfurt-Ankara uçakla ulaşım, katılım, 425 euro kayıt ücreti ve konaklama bedelinin tam olarak ödenmesine, 9 günlük yasal gündelikli olarak görevlendirilmesine şeklinde değiştirilmesine oy birliği ile karar verildi.” denilmiştir.


Yürütme Kurulunca yapılan görevlendirmeyi takiben alınan uçak bileti ile Enstitü Genel Müdürünün Ankara-Frankfurt-Mexico City istikametinde yola çıktığı ancak Mexico City giriş vizesinde sorun çıkması nedeniyle geri dönerek Mexico City-Franfurt-Ankara dönüş yolculuğunu tamamladığı ve 17-18-19 Haziran tarihlerini harcırah için beyan ettiği görülmüştür.


6245 sayılı Harcırah Kanununun 14’üncü maddesinde;


“Aşağıda gösterilen memur ve hizmetlilere muvakkat vazife harcırahı olarak yol masrafı ile yevmiye verilir ve hamal (Cins ve adedi beyannamede gösterilmek suretiyle) bagaj ve ikametgah veya vazife mahalli ile istasyon, iskele veya durak arasındaki nakil vasıtası masrafları da ayrıca tediye olunur:


1. Birinci maddede yazılı kurumlara ait bir vazifenin ifası maksadiyle muvekkaten yurt içinde veya dışında başka bir yere gönderilenlere;


2. Yeni ve eski memuriyetlerine mütaallik bir meseleden dolayı bu kanuna tabi kurumlarca açılan bir dava sebebiyle sanık veya davalı olarak (İşten el çektirilmiş olsun veya olmasın) başka bir yere gönderilenlerden lehinde netice hasıl olanlara;


3. Memuriyet merkezlerinin bulunduğu mahal dışındaki bir vazifeye vekaleten gönderilenlere;


4. Fiilen oturduğu mahalden gayrı bir yere açıktan vekaleten gönderilenlere (yalnız gidiş ve dönüşleri için);


5. (Değişik: 12/1/1959 - 7187/1 md.) Muvakkat kaza salahiyeti ile gönderilenlere.” denilerek geçici görev harcırahı düzenlenmiştir.


Bahsedilen hüküm doğrultusunda; fiilen gidilmiş ancak vize konusundaki sorun nedeniyle toplantıya katılımın sağlanamadığı anlaşılan ilam konusu olayda Enstitüyü temsil etmekle görevlendirilen Genel Müdüre toplantı gerçekleştirilememiş olmakla birlikte geçici göreve ilişkin masrafların “Ankara- Frankfurt- Mexico City” uçak bileti bedeli ve gündelik olarak Enstitü bütçesinden karşılanmasında mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.


Bu nedenle 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 55’inci maddesinin 7’nci fıkrası uyarınca, yukarıda belirtilen hususların tekrar değerlendirilmesini teminen 160 sayılı ilamın 5’inci maddesi ile … TL.ye ilişkin olarak verilen tazmin hükmünün bozularak dosyanın ilgili Daireye Gönderilmesine, oy çokluğu ile,


(Üye …’in; ilam hükmünü “kaldırma gerekçesiyle bozma” şeklindeki çoğunluk kararına katılmakla birlikte;


5018 sayılı Kanunun 71’inci maddesi mali yönetim sisteminde görev alan kamu görevlilerinin mevzuata aykırı karar, eylem ve işlemlerinden kaynaklanan kamu kaynağındaki negatif değişikliktir. İlamda gerekçe gösterilen 657 sayılı Kanunun 12/2’nci maddesi ise; “Devlet memurunun kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizliği sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur tarafından rayiç bedeli üzerinden ödenmesi esastır.” hükmünü içermektedir. 5018 sayılı Kanuna göre mali işlem yürüten harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlileri gibi kişilerin bu işlemleri nedeniyle mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucu kamunun zarara uğraması söz konusu iken, 657 sayılı Kanuna göre memurun normal idari işlemlerini yürütürken idareye verdiği zarar söz konusudur. Diğer taraftan 5018 sayılı Kanuna göre tespit edilen kamu zararının tahsili ile 657 sayılı Kanuna göre idarenin zarara uğratılmasının tazmini yöntemleri farklıdır. Somut olayda mevzuata aykırılık bulunmamakta, ilamda mali işlemin aykırılığının ileri sürüldüğü bir mevzuat hükmü bulunmamakta ve mali işlemde yer alan görevlilerin kusurlu olduğunun tespitine ilişkin bir bulgu da yer almamaktadır. 657 sayılı Kanunun 12’nci maddesi ve bu maddeye istinaden düzenlenen Yönetmelik gereği yapılacak idari soruşturma sonucu idarenin zarara uğrayıp uğramadığı, uğramışsa sorumluların tespiti ve sonucunda da kusurlu memurdan zararın tazmini yönüne gidilmesi gerekirken, 5018 sayılı Kanuna göre kamu zararına hükmedilmesinde yasal isabet bulunmamaktadır, ilam hükmünün bu nedenle kaldırılması gerekir, şeklindeki görüşü ile,


Üyeler …, … ve …’ın;


657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Kişisel sorumluluk ve zarar” başlıklı 12’nci maddesinde yer alan;


“Devlet memurları, görevlerini dikkat ve itina ile yerine getirmek ve kendilerine teslim edilen Devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri almak zorundadırlar.


Devlet memurunun kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizliği sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur tarafından rayiç bedeli üzerinden ödenmesi esastır.” hükmünden hareketle; Enstitüyü temsil etmekle görevlendirilen Genel Müdürün ihmal ve tedbirsizliği sonucu gerçekleştirilemeyen geçici göreve ilişkin masrafların yine aynı maddenin üçüncü fıkra hükmü çerçevesinde idare tarafından genel hükümlere göre ödemenin yapıldığı ilgiliden rücu edilerek alınabileceği dolayısıyla konunun idaresine yazılması için ilam hükmünün bozularak dosyanın Dairesine gönderilmesi gerektiği, şeklindeki ayrışık görüşlerine karşı)


Karar verildiği 05.04.2016 tarih ve 41756 sayılı tutanakla yazılı olmakla iş bu ilam tanzim kılındı.




 

Güncelleme Tarihi: 06 Haziran 2017, 08:50
YORUM EKLE