Anayasa Mahkemesi, tam yargı davasının süresinin başlangıcı olarak olay tarihinin esas alınması hakkında karar verdi

Tam yargı davasının süresinin başlangıcı olarak olay tarihinin esas alınması nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edilmesi

Anayasa Mahkemesi, tam yargı davasının süresinin başlangıcı olarak olay tarihinin esas alınması hakkında karar verdi

Tam yargı davasının süresinin başlangıcı olarak olay tarihinin esas alınması nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edilmesi

Anayasa Mahkemesi, tam yargı davasının süresinin başlangıcı olarak olay tarihinin esas alınması  hakkında karar verdi

Tam Yargı Davasının Süresinin Başlangıcı Olarak Olay Tarihinin Esas Alınması Nedeniyle Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edilmesi

Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü 7/11/2019 tarihinde, A. E. ve Diğerleri (B. No: 2016/6190) başvurusunda Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Olaylar

Başvurucular Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde görev yaparken içinde bulundukları uçağın yabancı devlet güçleri tarafından açılan ateş sonucu düşmesiyle vefat eden iki pilot yüzbaşının aile yakınlarıdır.

Olaya ilişkin kusuru veya ihmali bulunduğu düşünülen askerî personel hakkında Genelkurmay Askerî Savcılığı tarafından açılan soruşturma sonrasında iddianame düzenlenmiştir. Subay rütbesindeki birden fazla askerî personel hakkında taksirle ölüme neden olma, gerçeğe aykırı rapor düzenleme, görevi kötüye kullanma gibi fiiller nedeniyle kamu davası açılmıştır.

Ölüm olayında idarenin kusur ve sorumluluğunun bulunduğu bilgisine ulaştıklarını beyan ederek uğradıkları manevi zararın karşılanması için Millî Savunma Bakanlığına başvuruda bulunan vefat edenlerin yakınlarının talepleri zımnen reddedilmiştir. Bunun üzerine açılan tam yargı davasında Askerî Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) her iki davayı da süre aşımı yönünden reddetmiştir. Ret kararına yönelik karar düzeltme istemi de Mahkemece reddedilmiştir.

İddialar

Başvurucular, askerî görev sırasında meydana gelen ölüm nedeniyle açılan tazminat davasının süre aşımı gerekçesiyle reddedilmesinin mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Başvurucular, idari başvuru süresinin başlangıcı olarak ölüm olayının gerçekleştiği tarihin esas alınmasının mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiğinden şikâyet etmektedir.

AYİM İkinci Dairesi, zararın ve eylemin ölüm olayının gerçekleştiği tarihte öğrenildiği ve bu tarihten itibaren bir yıllık süre aşıldıktan sonra yapılan başvuru üzerine açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesine yer vererek davayı reddetmiştir. Mahkeme, olayda askerî personelin de sorumluluğunun bulunduğuna ilişkin iddianamenin ise başvurucuların dava açma süresine etkisinin bulunmadığını ifade etmiştir.

Anayasa Mahkemesince benzer nitelikteki başvurularda da belirtildiği üzere idari eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan tam yargı davasında idarenin tazminle yükümlü tutulabilmesi için ortada idari eylem ve zarar olmalı, ayrıca zararla idari eylem arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Bu çerçevede eylemin idariliğinin veya yol açtığı zararın ya da arasındaki illiyet bağının eylemden çok sonra anlaşıldığı veya ortaya konulabildiği durumlarda dava açma süresinin bu tarihlerden sonra başlayacağı kabul edilmelidir.

Özellikle askerî görev sırasında meydana gelen kaybolma, ölüm, yaralanma gibi durumlarda vakaya sebebiyet veren olgunun saldırı, kaza, ihmal olup olmadığı yapılan adli veya idari soruşturma sonucu ortaya çıkarılmaktadır. Bu bağlamda soruşturma sırasında veya sonucunda elde edilen bilgiler, ilgililerin dava hakkı olup olmadığının ve takip edecekleri usulün belirlenmesinde önemli bir yere sahiptir.

Somut olayda ölüm olayının, yabancı devlet saldırısı sonucu içinde bulundukları uçağın düşmesiyle gerçekleştiği açık ise de Askerî Savcılık tarafından askerî personelin de kusuru ve/veya ihmalinin bulunduğu belirtilerek iddianame düzenlenmiş ve ilgili askerî personel hakkında kamu davası açılmıştır. İddianamenin 11/4/2014 tarihinde tebliğ edilmesi sebebiyle başvurucuların, bu tarihe kadar eylemin idariliğine dair bir bilgiye, veriye sahip olmadığı anlaşılmıştır.

Bu itibarla başvuruculardan olayın gerçekleştiği tarih esas alınarak uğradıkları zararla ilgili idari başvuru yapmak suretiyle dava açmalarının beklenmesi başvuruculara orantısız bir külfet yüklemiştir.

Buna göre Mahkemenin dava açma sürelerini belirlemesine ilişkin yorumunun başvurucuların mahkemeye erişim hakkına yönelik katı bir yorum olduğu ve bu yorumun başvurucuların mahkemeye erişim hakkını neredeyse imkânsız hâle getirdiği değerlendirilmiştir. Bu yorumdan hareketle davanın süre aşımından reddedilmesi suretiyle başvurucuların mahkemeye erişim hakkına yönelik müdahalenin ölçüsüz olduğu sonucuna varılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Kararı okumak için tıklayınız

YORUM EKLE