Kesintisiz Göreve Gelinmeyen Günlerin İçerisinde Resmi Tatil Olmasının Etkisi

Kesintisiz Göreve Gelinmeyen Günlerin İçerisinde Resmi Tatil Olması Süreyi Keser mi?

Kesintisiz Göreve Gelinmeyen Günlerin İçerisinde Resmi Tatil Olmasının Etkisi

Kesintisiz Göreve Gelinmeyen Günlerin İçerisinde Resmi Tatil Olması Süreyi Keser mi?

Kesintisiz Göreve Gelinmeyen Günlerin İçerisinde Resmi Tatil Olmasının Etkisi

Kesintisiz Göreve Gelinmeyen Günlerin İçerisinde Resmi Tatil Olması Süreyi Keser mi?

Bir kamu kurumunda sözleşmeli personel olarak görev yapan personel kesintisiz 10 gün süreyle göreve gelmediği için sözleşmesi feshedilmiştir. İlk derece mahkemesi personelin ruhsal bozukluğu bulunduğu ve anılan tarihlerde ilacını kullanmadığı için görevine gelmediğini, ayrıca davacının göreve gelmediği sayılan 30.08.2013 tarihinin resmi tatil günü ve 31.08.2013 ve 01.09.2013 tarihlerinin ise hafta tatili günü olduğu, bu durumda, göreve gelinmediği belirtilen sürelerin hesabında, ilgili Yönetmelikte düzenlenen 10 günlük sürenin işgünü olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup, göreve gelinmediği belirtilen sürelere isabet eden resmi tatil, hafta tatili ya da idari izinlerin, ilgililerin anılan bu sürelerde resmi bir görevleri bulunmadığı sürece göreve gelmeme olarak kabulüne imkan bulunmadığından, davacının, özürsüz ve kesintisiz olarak 10 gün süreyle göreve gelmediğinden bahisle tesis olunduğu belirtilen dava konusu görevden çekilmiş sayılmasına ve sözleşmenin feshi işlemi hukuka aykırı bulmuştur.

İlgili idarenin temyiz talebi üzerine davaya bakan Danıştay 12. Dairesi ise İdare Mahkemesince verilen dava konusu işlemin iptaline ilişkin kararının gerekçesinin davacının göreve gelmediği kabul edilen 30.08.2013 tarihinin resmi tatil günü ve 31.08.2013 ve 01.09.2013 tarihlerinin ise hafta tatili günü olduğu, bu durumda, göreve gelinmediği belirtilen sürelerin hesabında, ilgili Yönetmelikte düzenlenen 10 günlük sürenin işgünü olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup, göreve gelinmediği belirtilen sürelere isabet eden resmi tatil, hafta tatili ya da idari izinlerin, ilgililerin anılan bu sürelerde resmi bir görevleri bulunmadığı sürece göreve gelmeme olarak kabulüne imkan bulunmadığına ilişkin kısmını yerinde bulmamıştır.

Karar her ne kadar sözleşmeli personel için verilmiş olsa da memurlar ve diğer kamu görevlilerinin göreve gelmedikleri sürelerin hesabında da dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. 

Personelin bipolar affektif bozukluğu sebebiyle göreve gelememesini ise kuruma ait sözleşmeli personel çalıştırılması yönetmeliği gereğince göreve gelmemek için geçerli sebep olarak görmüş ve işlemin iptaline hükmeden idare mahkemesi kararını onamıştır.

T.C.

DANIŞTAY

Onikinci Daire

Esas No : 2016/7794

Karar No : 2018/3998

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dava; .......Müdürlüğü emrinde.........Merkez'de Yapım ve Yayın Görevlisi (başmühendis) olarak görev yapan davacının 26.08.2013 —04.09.2013 tarihleri arasında kesintisiz ve mazeretsiz 10 gün görevine gelmemesi nedeniyle görevinden çekilmiş sayılarak sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin tesis edilen 30.10.2014 tarih ve 48032490/020-6 sayılı işlemin iptali ve yoksun kalınan özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince, uyuşmazlık konusu olayda; davacının ruhsal bir rahatsızlığı bulunduğu ve anılan tarihlerde ilacını kullanmadığından bahisle görevine gitmediği, 04.09.2013 tarihinde görevi başında olduğu ve görevine devam ettiği, davacının göreve gelmediği sayılan 30.08.2013 tarihinin resmi tatil günü ve 31.08.2013 ve 01.09.2013 tarihlerinin ise hafta tatili günü olduğu, bu durumda, göreve gelinmediği belirtilen sürelerin hesabında, ilgili Yönetmelikte düzenlenen 10 günlük sürenin işgünü olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup, göreve gelinmediği belirtilen sürelere isabet eden resmi tatil, hafta tatili ya da idari izinlerin, ilgililerin anılan bu sürelerde resmi bir görevleri bulunmadığı sürece göreve gelmeme olarak kabulüne imkan bulunmadığından, davacının, özürsüz ve kesintisiz olarak 10 gün süreyle göreve gelmediğinden bahisle tesis olunduğu belirtilen dava konusu görevden çekilmiş sayılmasına ve sözleşmenin feshi işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali İle dava konusu işlem nedeniyle davacının uğramış olduğu özlük ve parasal haklarının dava açma tarihi olan 17.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmiştir.

Davalı idare tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.

2954 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kanunu'nun 56. maddesinde "Türkiye Radyo - Televizyon Kurumu personelinin işe alınmasındaki usul, şartlar, atanma, terfi, nakil, işe son verme, disiplin cezaları ve sicil ile ilgili konuları personel yönetmeliğinde düzenlenir. Kurum hizmetlerinin tanımı, bu hizmetlere atanacaklarda aranacak özel nitelikler ve atama şartları bir yönetmelik ile düzenlenir." hükmü yer almıştır.

2954 sayılı Kanunun 56. maddesi dayanak alınarak hazırlanan ve 24.09.2008 tarih ve 27007 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Radyo - Televizyon Kurumunda Memur Statüsünde İstihdam Edilen Personel Yönetmeliğinin "Memurluktan çekilme ya da çekilmiş sayılma" başlıklı 91. maddesinde; "(1) Personel, yazılı olarak başvurmak suretiyle çekilme isteğinde bulunabilir. Çekilme isteğinde bulunan personel, yerine atanan kimsenin gelmesine veya isteğinin kabulüne kadar görevine devam eder. (2) Yukarıdaki şartlara uymayan veya sürekli şekilde on gün görevini terk eden veyahut izninin bitiminden itibaren geçerli bir sebebe dayanmaksızın on gün içinde görevine dönmeyenler çekilmiş sayılır." hükümlerine yer verilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden;.......Müdürlüğü emrinde ................ Görevlisi (başmühendis) olarak görev yapan davacının 26.08.2013 - 04.09.2013 tarihleri arasında kesintisiz ve mazeretsiz 10 gün görevine gelmemesi nedeniyle tutanak tutulduğu, davacıya Sağlık Bakanlığı.............h Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nden verilen  12.02.2013 tarihli sağlık raporunda "Bipolar Affektif Bozukluk" denilen ruhsal rahatsızlık tespit edildiği, bu rahatsızlık gereğince alması gerekli olan ilaçları almayan davacının bir otel odasında kaldığı ve anılan tarihlerde işe gitmediği, davacının babasının olayı polise ihbar etmesi üzerine davacının otel odasında bulunduğu ve ilaçlatma kullanmak suretiyle ruhsal durumunun düzeldiği ve görevine devam ettiği, davacının anılan tarihlerde görevine gitmediği hususunda tutulan tutanaklar ve davacının beyanlan doğrultusunda tereddüt bulunmadığı, davacının 10 gün mazeretsiz ve kesintisiz olarak göreve gelmediğinin tutulan tutanakla sabit olduğundan bahisle 18.12.2013 tarihinden geçerli olmak üzere sözleşmesinin feshine ilişkin dava konusu işlemin tesisi üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Dava konusu olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının Bipolar Affektif Bozukluk hastası olduğu ve 26.08.2013 — 04.09.2013 tarihleri arasında da bu rahatsızlığı nedeniyle görevine devam edemediği anlaşılmakta olup, mevcut rahatsızlığının niteliği dikkate alındığında, bu durumun anılan Yönetmeliğin 91. maddesinde kabul edilen geçerli sebeplerden biri olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, davacının görevden çekilmiş sayılarak sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Bu durumda, İdare Mahkemesince verilen dava konusu işlemin iptaline ilişkin kararının gerekçesinin davacının göreve gelmediği kabul edilen 30.08.2013 tarihinin resmi tatil günü ve 31.08.2013 ve 01.09.2013 tarihlerinin ise hafta tatili günü olduğu, bu durumda, göreve gelinmediği belirtilen sürelerin hesabında, ilgili Yönetmelikte düzenlenen 10 günlük sürenin işgünü olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup, göreve gelinmediği belirtilen sürelere isabet eden resmi tatil, hafta tatili ya da idari izinlerin, ilgililerin anılan bu sürelerde resmi bir görevleri bulunmadığı sürece göreve gelmeme olarak kabulüne imkan bulunmadığına ilişkin kısmı yerinde bulunmamakta ise de; sözü edilen husus sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte bulunmamıştır.

Güncelleme Tarihi: 26 Eylül 2019, 21:58
YORUM EKLE