Disiplin cezası verilirken ceza onay veya olurla verilmelidir

Disiplin cezası verilirken ceza vermeye yetkili olanlar cezayı usulune uygun olarak olur onay şeklinde almaları gerekmektedir. yetkili disiplin amiri tarafından

Disiplin cezası verilirken ceza onay veya olurla verilmelidir

Disiplin cezası verilirken ceza vermeye yetkili olanlar cezayı usulune uygun olarak olur onay şeklinde almaları gerekmektedir. yetkili disiplin amiri tarafından yazılı biçimde alınmış ve zorunlu unsurları içeren bir karar olmaksızın tesis edildiği anlaşılan davaya konu işlemde şekil yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmış

Disiplin cezası verilirken ceza onay veya olurla verilmelidir

Disiplin cezası verilirken ceza onay veya olurla verilmelidir

12. DAİRE Esas No : 2012 / 2159 Karar No : 2016 / 152 Karar Tarihi : 21.01.2016

İlgili Mevzuat :

657        DEVLET MEMURLARI KANUNU ( Madde 125 , Madde 126 )

İstemin Özeti : Samsun 1. İdare Mahkemesince verilen 21/09/2011 tarihli ve E:2011/252; K:2011/1134 Sayılı kararın, dilekçede yazılı sebeplerle 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hâkimi Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulüyle temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, Bafra Ajans Amirliğinde muhasebeci olarak görev yapan davacının 657 Sayılı Kanun'un 125/B-(a) maddesi uyarınca kınama cezası ile cezalandırılmasına dair işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince, davacının yaptığı görevin muhasebecilik olduğu, denetleme konusunda bir görevinin ve sözleşmelere dair davalı idare iddiasına yönelik olarak doğrudan bir sorumluluğunun bulunmadığı ve depoların denetlenmesi gibi bir görevinin de olmadığı, tüm bu sebeplerle davaya konu disiplin cezasında hukuka, mevzuata ve hakkaniyete uyarlık görülmediği gerekçesiyle davaya konu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Davalı idare tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmekte ve kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun "Disiplin cezası vermeye yetkili amir ve kurullar" başlıklı 126. maddesinde,

"Uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezaları disiplin amirleri tarafından; kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra, atamaya yetkili amirler il disiplin kurullarının kararlarına dayanan hallerde Valiler tarafından verilir." düzenlemesi yer almaktadır.

Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler.

Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatla belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır. Buna göre, disiplin cezası verilebilmesi için kusurlu halin tespitinden sonra belli yasal süreler içinde ilgili memur hakkında tarafsız bir soruşturmacı görevlendirilerek disiplin soruşturması açılması, söz konusu soruşturmada memurun lehine ve aleyhine olan tüm delillerin toplanarak ekleriyle birlikte bir soruşturma raporunun oluşturulması ve bu şekilde memurun hangi fiili, nerede, ne zaman, nasıl, ne şekilde işlediğinin somut, hukuken kabul edilebilir ve delillerle şüpheye yer vermeyecek açıklıkta ortaya konularak yetkili disiplin amiri veya disiplin kurulu tarafından bir disiplin cezası verilmesi gerekmektedir.

İdari işlem, o konuda yetkili olan kamu görevlisi ya da bir organın hukuk aleminde sonuç doğruran ve bu anlamda hukuk aleminde değişiklik meydana getiren idare açıklamalarıdır. İdari işlemin unsurlarından olan ve işlemin fiziki görünümü olarak tanımlanan şekil unsuru, öğretide farklı görüşler bulunmakla birlikte kural olarak idari işlemlerin yazılı şekil kuralına tabi olmasını ifade eder ve idari işlem olarak nitelenen yazılı belgenin bir takım bilgileri içermesi gerektiği de izahtan vareste bir husustur.

Disiplin cezalarına dair olarak tesis edilen işlemlerde öncelikle işlemin muhatabının, uygulanan disiplin cezasının ne olduğunun ve oran belirtilmesi gereken durumlarda hangi oranda uygulama yapıldığının, işleme dayanak alınan mevzuat hükmünün ve disiplin cezasına gerekçe yapılan fiilin açık biçimde belirtilmesi ve yetkili disiplin amirince usulüne uygun biçimde evrakın imzalanması hususları, bu kapsamda değerlendirilmesi gereken zorunluluklardır.

Bakılan olayda, muhasebeci olarak görev yapan davacının 657 Sayılı Kanun'un 125/B-(a) maddesi uyarınca kınama cezası ile cezalandırılmasına dair işlemin iptali istemiyle açılan davada; uyuşmazlık konusu olayda, soruşturma raporunda getirilen tekliflerin Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünce değerlendirilerek gerekli iş ve işlemlerin yapılması ve sonucundan bilgi verilmesi amacıyla tesis edilen 26.10.2010 tarihli Bakanlık Olurunun ve soruşturma raporunun Genel Müdürlüğe intikalinden sonra 27.10.2010 tarihli ilgili yazının Genel Müdür Vekili tarafından Özel Büro Şube Müdürlüğüne havale edildiği, ardından da Özel Şube Müdürlüğünce gerekli işlemlerin yapılması için 01.11.2010 tarihli ve 606 Sayılı yazısının ilgili Daire Başkanlıklarına gönderildiği, nihai olarak ise 22.11.2010 tarihli ve 7037 Sayılı Personel ve Eğitim Dairesi Başkanlığı yazısı ile davacının kınama cezası ile cezalandırıldığının Samsun Şube Müdürlüğüne ve davacıya bildirildiği, Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünce tesis edilmiş bir disiplin cezası işleminin bulunmadığı, Genel Müdürlükçe yapılan işlemin, söz konusu Bakanlık Olurunun ve eki soruşturma raporunun 27.10.2010 tarihinde Özel Büro Şube Müdürlüğüne havale etmekten ibaret olduğu, 22.11.2010 tarihli ve 7037 Sayılı Personel ve Eğitim Dairesi Başkanlığı yazısında, davacının 26.10.2010 tarihli (sehven 24.10.2010 tarihi yazılmış) Bakanlık oluru ile kınama cezası ile cezalandırıldığı belirtilmekte ise de, söz konusu Bakanlık Olurunun, soruşturma raporunun özetlenmesi ve raporda getirilen teklifler uyarınca gerekli iş ve işlemlerin yapılmasını müteakip sonucundan Bakanlığa bilgi verilmesinin Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünden istenilmesinden ibaret olduğu, herhangi bir disiplin cezası tesisine yönelik bir işlem olmadığı, bu sebeple de davaya konu kınama cezasına 26.10.2010 tarihli Bakanlık Oluru ile karar verildiğinin kabulüne olanak bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Yukarda yer verilen açıklamalar çerçevesinde, davacının üst disiplin amiri olan Genel Müdür Vekili tarafından imzalanan ve dosyada mevcut yazışma evrakının ilgili birime havalesini içeren kaydın, davacının disiplin cezasıyla cezalandırılmasına dair bir irade beyanı olarak kabul edilmesi mümkün olmadığından, yetkili disiplin amiri tarafından yazılı biçimde alınmış ve zorunlu unsurları içeren bir karar olmaksızın tesis edildiği anlaşılan davaya konu işlemde şekil yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmış ve idare mahkemesince bu husus göz ardı edilerek disiplin cezasına dair uyuşmazlığın esası irdelenmek suretiyle karar verilmesinde bu sebeple hukuki isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 21.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

YORUM EKLE